İnsanlarımızın çoğu zaman iyi niyetle, bazen de farkında olmaksızın, nadiren de kötü niyetlerle kutsal değerlerimizle oynadığını görüyor, akabindeki teşirlerden toplum olarak üzüntü duyuyoruz.
Örneğin İHLAS, bir surenin adıdır. Kabul görmüş anlayışla samimiyet demektir. Geçmişte samimi insanların İHLAS Finansa bu düşüncelerle Hac için birikimlerini, evlilik için hazırladıkları paralarını yatırdıklarını, İslami yayın yapacak düşüncesiyle TGRT televizyonu için tasarruflarını aktardıklarını biliyoruz. Sonuçta onbinlerce kişi, İhlas Finans’tan zarar gördüğü gibi, umutlandıkları yayınlar da devede kulak mesabesinde kaldığı için zarara uğratılmıştır.
Yine bir başka kutsalımızla oynama hareketini HİZMET hareketi adı altında görüyoruz. Yüzbinlerce kişi sırf samimiyetlerinden türlü fedakarlıklarla bu harekete destek vermişlerdir. Hizmet hareketi de gerçek yüzünü onyıllarca göstermeden 15 Temmuz 2016’ya kadar bu insanlarımızı aldatmıştır. Bunun sonucunda da hem devletimiz yıkılmak istenmiş, hem de milyonlarca kişiyi ilgilendiren mağduriyetler yaşanmıştır.
Örnekler bununla sınırlı olmayıp her an ve her zaman benzeri olaylarla karşılaşıyoruz! İslam dinini ve Türk milletini hedef alanlar bize yaklaşırken incille, tevratla gelmiyorlar. Kur’an’la, dinin ve milletin kutsallarıyla bize yaklaşıp yıkıcı zararlarını öylece veriyorlar.
İyi niyetli insanlarımız İslam’ı sevdirmek, cazipleştirmek, tanıtmak için ticarethanelerine Kur’an surelerini koyuyorlar; YASİN TİCARET, TEKBİR GİYİM, RAVZA TİCARET, MİRAÇ OTO YIKAMA veya HİCRET MAĞAZASI, MEDİNE PAZARLAMA, İMANLI KİTABEVİ gibi ünvanlarla yola çıkıyorlar. Her işte olduğu gibi ticareti de kuralına göre yapamayıp, başarısız olunca da fatura işletmeciye değil, kutsallarımıza kesiliyor. İmanlı insanlar olarak bu konuda son derece hassas olmalıyız. Çocuğumuza koyacağımız isimden, grubumuza, partimize, ittifakımıza koyacağımız ünvana kadar hassasiyet göstermemiz gerektiği açıktır.
Millet de kutsal değerimizdir, vatan da, şehitlik de, gazilik de, derin manaları olan değerlerimizdir. Şimdi Millet Bahçeleri, millet kütüphaneleri, ihtiyaç olunca seçimlerde oy istenen değerlenen millet, bir ittifakın adı olunca neden birden bire ZİLLET veya İLLET oluveriyor. Kendinden başkasının doğru fikir üretemeyeceğini benimseyen tekelci anlayış, yanlışa düşmüş olmuyor mu?
Kaldı ki, Mareşal Fevzi Çakmak tarafından kurulan, Osman Bölükbaşı ile devam etmiş; şimdi de genel başkanlığını hemşehrimiz Sayın Aykut Edibali’nin yürüttüğü kurumsallaşmış bir MİLLET PARTİSİ de mevcuttur.
Millet ittifakı rakibinizdir, sevmeyebilirsiniz ama millet adını zillet yada illet adına çevirmeye hakkınız olamaz. Diyelim ki silamet ittifakı diye bir oluşum olsa ona da felaket ittifakı mı diyeceksiniz? Böyle yaftalarla karşınıza gelenlerle hitabetmek kimseye bir şey kazandırmaz. Kutsallarımızla oynamayan ve de oynatmayan projeleriyle yarışan ittifaklar beklentimizdir.