Korkuları yenmenin tek çaresi korkmamaktır. Layıkıyla inanan insanlar korkmazlar. Çünkü yaratıcımız, Kur’an’ın değişik ayetlerinde iman edip güzel ameller işleyenler benim korumam altındadır” buyuruyor. Allah bizimle olduktan sonra kim ne yapabilir?
İyiyi, güzeli, doğruyu, sevgi ve saygıyı, birliği, hoşgörüyü, faydalıyı anlatmak birinci vazifemiz iken bunu yapmaktan korkar isek problemler yumak yumak büyüyerek karşımıza çıkar ve bu sefer problemler karşısında korkar, pısırıklaşırız. Eruhta 1984 yılında 34 askerimizi şehit ederek başlayan vatan bölme faaliyetleri için zamanın yöneticileri 3-5 çapulcu ile nasıl olsa başederiz diyerek sorunu hafife almışlardı. Esasen yılanın başı küçükken ezilmesi gerekiyordu.
Terörle mücadele zikzaklarla 30-35 yıl sürdü. Bu süre zarfında milyarlarca lira Türkiye bütçesinden bu mücadeleye ayrıldı. Millet düşmanları bizim kalkınmamızı, bölgede güç olmamızı geciktirmeyi planlı olarak yürüttüler. Binlerce şehit verildi yine binlerce gazi vatanı böldürmemek için vücutlarını siper ettiler.
Gelinen noktada son 3-4 yıldır PKK ve uzantılarıyla yapılan mücadelede başarı yaklaşmış görünüyor. Başka belalara karşı korkmadan teyakkuzda olmalıyız.
Maddi kalkınmayı yapacak olan insandır. Manevi yönden kendini iyi yetiştirmiş insan kalkınmanın birincil unsurudur. Manevi yönden insanlarımız iyi yetişemediği gibi aynı zamanda korkularına neredeyse esir oldular.
Ana-baba-öğretmen, hoca gençliğe milli manevi değerleri nakış nakış işleyecekleri yerde bundan korkar hale geldiyse birinci raundu kaybetmişiz demektir. Biz bunu başaramazsak bizden sonraki nesillerde tehlikededir. Biz kaybettikçe millet düşmanları kazanıyor demektir. Buna fırsat vermememiz için uyanalım. Uyanık olmak, milleti maddi manevi kalkınmaya hazırlamak, en başta devletin görevidir.
Milletde, küçük aksaklıkları aman ayıp olmasın, elalem ne der, korkusuyla dile getirmezse bakın en basitinden nelerle karşılaşıyoruz.
HELAL DÜĞÜNLERE HARAMLA BAŞLAMAK?
Evlilik ve sünnet törenleri helâl uygulamalarla başlarsa ne güzeldir. Hepsinde ölçü bizlere hayatı bahşeden Allahın rızası olmalıdır. Bu merasimlerin başında karşılaşılan israf, gösteriş birbirinden aşağı kalmama duyguları yanlışlıkları tetikliyor.
Kız tarafı da erkek tarafı da birbirinden çekinerek karşı tarafa israftan kaçınalım. İkramlarımızı helallerden seçelim, giyim kuşam konusunda helal dairesine çıkmayalım demekten korkuyor. Neredeyse helalleri tavsiye etmek unutuluyor.
Hal böyle olunca az haramlar çok haramlara dönüşüyor. Helalde değil harama yarışılır manzaralar çoğalıyor. İnanan insanlar korka korka yüreğinde yara, bu duruma katlanıyorlar. Keşke öyle olmasaydı denilen serzenişler, daha onra da devam edip gidiyor. İnanıyorsanız korkmayın diyen Allah kelamı gözardı edilirse neye ve kime sığınacağız. Korkuları yene yene düzlüklere çıkmaya var mısınız?