Yeraltı, yerüstü tarihî turistik, coğrafi, mevsimsel kültürel o kadar kaynağa sahibiz ki, anlatmakla bitecek gibi değildir.
Birileri de var ki, onlar da bu birikimlerden haberimiz olsun istemez. Böylelikle, definenin üzerinde el açmış fukara gibi yaşamamızı isterler.
Milli kurtuluş hareketleri, başlamak için daima bir kıvılcım bekler.
O kıvılcım çaktığında;
- Jeolog, arkeolog, tarihçi, maden mühendisleri seferberliğini ilan edebilmelidir.
- Öğretmen, bilim adamı, akademisyenler öğrencilerini şevke getirebilmelidir.
- Göz bebeğimiz ordumuz karada, denizde, havada, bilgisayar, elektronik, siber güvenlik ve dijital alanlarda hakimiyetlerini gösterebilmelidir.
- Bidat ve hurafelerden arındırılmış indirilen dinin takipçisi Diyanetimiz manevi ve moral yüksekliğimizin teminine uğraş vermelidir.
- Siyasetçilerimiz, çekişmeleri bırakıp milli hedefler doğrultusunda kenetlenip millete güven verip böylelikle motivasyona örnek olmalıdır.
- Beyin göçüne neden olan unsurlar ortadan kaldırılmalıdır...
Saydığımız bu birkaç tedbir ve analiz bile gidişatı değiştirecek ve pozitif insanlar sayısını hızla artıracaktır.
Dünya BOR rezervlerinin % 70'i, BORAKS rezervlerinin % 60'ı ülkemizde bulunmaktadır. Sadece bunların değerlendirilebilmesi, Türkiye'nin asırlarca rahat edebilmesine, dış borçlarını anında kapatabilmesine yeterlidir.
Bunu bilen millet düşmanları, kaynaklarımızı yok pahasına elimizden almaya ya da bu milletin uyanmaması için uyut, böl, parçala yut, lüzumsuz meşgalelerle iradelerini çöz mantığıyla projeler geliştirmekteler.
Devlet, milletin teşkilatlanmış halidir. Ordumuz da milletin üniformalı halidir iradesini tam olarak uygulamayan milletlerin devleti de zaafta olur.
Topyekûn uyanmak ve milli hedeflere doğru hamleler yapmak için, bugün geçtir. Ama yarın iş işten geçmeden titreyip kendine gelme zamanıdır.
- Siyaseti, paralı ve pahalı olmaktan çıkarmak gereklidir.
- İşlevsizleştirilmiş 600 milletvekili yerine 300 milletvekili yeterli olacaktır.
- İl ve ilçelerdeki mahalle muhtarlıkları kaldırılarak sağlanacak kaynakla emeklilere biraz nefes aldırılabilir.
- Makam araçları korumalara yapılan harcamalar makul seviyelere indirilerek kaynak artırılabilir.
- Milletvekili emeklisi yeniden milletvekili seçilince emekli maaşı kaldırılmalıdır.
- Üç beş yerden maaş alımı uygulaması da vicdanları yaralamaktadır.
- Yılda üç-beş gün kullanılma ihtiyacı olabilecek yazlık kışlık saraylar da kaynaklarımıza zarar vermektedir. Bunların yapılmaması itibardan tasarruf anlamına gelmez. Yapılması milleti üzerken, düşmanlarını sevindirir.
Yukarıda sıraladığımız makro planlamaların yanında bu saydığımız tedbirler bile ekonomiye kaynak olabilecek miktardadır.
Ahlak-edep ve kültürüne ram olmuş nesillere adaletle dağıtılmış milli kaynaklar üretime yönlendirildikçe, çarpan katsayısıyla arttıkça bereketlenecektir.
- Üretilen her bir tarım ürünü.
- Üretilen her bir sanayi ürünü,
- Üretip değerlendirilen her bir yeraltı madeni,
- Üretilen her bir teknoloji ürünü,
- İşçi, çiftçi, memur, öğretmen, bilim adamı, akademisyen, esnaf, tüccar, sanatkarın ürettikleri ve katma değerle süslenmiş bütün el emeği göz nuru beden ve zihin gücü üretimler nihai tahlilde milli kaynaklarımızdır.
Kaynak bakımından bizden üstünü yoktur. Batıyı taklit eden aşağılık duygusunu yenmeye mecburuz. Arz etmeye çalıştığımız kaynak bakımından zenginiz.
Önemli olan millin servetimizin dağılımını adaletle yapmaktır. Zengini daha zengin eden, fakiri yoksullaştıran sistemler bizim olamaz.
Mücadele sabır ister zor bir iş,
Zor olsa da bitmeyecek bu gidiş.
Zafer, Hakkın ve Hakka inananlarındır. Vesselam.
Himmet KASAL