Yazımıza konu olan esnafımız kadınana ilkokulu arkasında yaşamıştır, halen sağ olanları vardır. Yaşayanlara hayırlı uzun ömürler, baki aleme göçenlere Allah’tan rahmet dileriz.
Benim de esnaflığa adımımı attığım 1981 yılında Diler iş merkezi, Davulcuoğlu iş merkezi ortada yoktu. Diler iş merkezinin olduğu yerde iki katlı önü küçük dükkanlar arkası marangoz ve demircilerin olduğu pek çok esnafın çalıştığı bir bina vardı. Halen ayakta olan uzun palas oteli diye bilinen binaya benzerliği vardı.
Davulcuoğlu iş hanının olduğu yerde de arkası kireç ardiyesi önü de demirci, marangoz tulumbacının olduğu dört dükkan ile tam köşede bir zamanlar işçi bulma kurumunun çalıştığı, akabinde Pınar Tüketim kooperatifinin olduğu yine iki katlı bir bina ambar yoluna doğru uzar giderdi. Binanın ambar yolu tarafında rahmetli Bahaddin Kayadibinli çimento satardı. Derici Tahsin ile rahmetli radyo tamircisi ÇAY-FON Mustafa da bilinen esnaftandı.
Her birinin kendi içinde acı tatlı hikayelerinin anılarının olduğu bu çarşı kesitinin anlatımı bilmem kaç romanın konusu olabilir ama biz bir makalede hafızlarda kalabilecek birkaç anektotla yetinceğiz.
Toma atölyesinin sahipleri Hacı Ahmet ve Rahmi üreten, kadınana fırını sahibi hacı Ahmet Büyükkebapçı, demirci Hacı Ömerlerden Hacı Ömer çağlar, uncu kamil kök Haskale tuğla fabrikasının yazıhanesinde şoför hasan lakaplı hasan bülbül ile aralarına 1981 yılında katılan kanaat ticaret unvanlı Himmet Kasal.
Yolun karşısında Demirci Kamil Demir ve kardeşleri, marangoz Muharrem kocakavuk Demirci şükrü, pınar koop. nın deposu tulumbacı Abdullah usta.
Enflasyonun nisbeten düşük birbirine borç verip yardımlaşma ve dayanışmanın olduğu bu yıllarda dükkanını açmaya gelen esnaf birbirine güzelce selamını veriri hayırlı işler temennisini iletirdi. Öyle ki Demirci Hacı Ömer, yanı başına uncu dükkanı açan uncu ve bakkal kamil köke okuma yazmayı bile öğretmiştir. Uncu kamil yalnızca kendinin okuyabileceği şekilde veresi defterine bir şeyler yazardı. Bilenler bildiği için fıstık yerine fisduk yazmayı bile tuhaf karşılanmazdı. Hasta olan esnafa birkaç kişi toplanıp ziyarete gider moral verirdi.
Her birinin kendi içinde kimbilir neler yaşadığını kendileri bilir ama hafızlarımıza kazınan rahmetli Hacı Ömer çağların nüktedan anlatımlarına değinmeden geçemeyeceğim;
-Fakir bulamadığı için, zenginde midesinde dokunduğu için yiyemediğinde bir olur.
-İnsanın karısı, canının yarısı, benimki bütündür.
-Bahçesi senden, bohçası benden hafta sonu pikniğe davet
-Piknik davetini erteleyenlere “kırlar misafir ağırlamaya hazır olmadı mı hala “
Bunlar ve benzeri nice değişler ve güzellemeler esnafımızın kültür zenginliğindendir. Sabit ev ve dükkan telefonlarının PTT den kayıt olunup aylar hatta yıllar içerisinde alınabildiği bu zaman diliminde muhabbetler daha samimi, dostluklar daha kalıcıydı. Yüksek enflasyon yüksek faiz ve iletişimin başlangıcı olan 19852’lerden yani Özallı yıllardan sonra borç verme-alma hatır gönül ilişkileri maddiyata bağlanır oldu. İlerleyen zamanlarda insanımız bir gözü cep telefonu ekranında, yarım gözüyle de karşısındaki muhatabını anlamaya çalışır hale geldi o zaman dan bu zamana yaşayan esnafımıza hayırlı güzel ömür, dünyasını değiştirenlere Allah’tan rahmet dileriz.