Tarihi hadiseleri okumak sadece nerede ne olmuş onu bilmek değildir. Tarihi okumak yaşanan hadiselerden kendimize alacağımızı almaktır. Bazen bir tarihi olaydan birçok farklı manalar çıkabilir. Çünkü tarihi insanlar yaşamıştır. İnsan ise birçok duygu ve hissiyatla donatılmış bir varlıktır. Bu nedenle tarihte sadece isim ve yerleri değil duyguları da anlamaya çalışırız. Bu yazımıza da bu noktadan bakmak gerektir. Böyle bir ön girişten sonra konumuza gelelim. Zal Mahmut Paşa Camii İstanbul’un Eyüp ilçesinde Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Zal Mahmut’un Mimar Sinan’a yaptırdığı cami, medrese, türbe, çeşmeden meydana gelen bir külliyedir. Zal Mahmut Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın büyük oğlu Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinde önemli bir rol oynamıştır. Şehzade Mustafa’nın boynuna kement atılarak boğulmasına yardım ettiği tarih kaynaklarında aktarılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ardından tahta çıkan 2. Selim, abisinin öldürülmesi ile kendisine tahtın yolunu açan Zal Mahmut Ağa’yı hizmetinin karşılığı olarak paşalığa yükseltmiştir. Zal Mahmut Paşa Enderun mektebinde yetişmiş bilgin bir devlet adamı olmasına karşın Şehzade Mustafa’nın öldürülmesine yardım ettiğinden dolayı halk içerisinde kendisine karşı bir tepki oluşmuştur. İstanbul halkı uzunca bir süre bu camide namaz kılmamıştır. Can yakan biri olmak camisini cemaatsiz bırakmıştır. Kalplere giremeyenin camisine de girilmemiştir. Kalplerde bırakılan eserler dünyada bırakılan eserlerden aşağı değildir. Kalp ve gönüllere girebilmek en büyük fetihdir.Belki inşa ettiğiniz bir camiiniz yoktur ama inşa edip canlandırdığınız kalbiniz ve birçok kalpler vardır. İnsanın kalbide bir manada Rabbimizin evi değil midir?