İnsanlar iyi ve güzeli, doğru ve yanlışı, vahşeti ve medeniyeti kendi yaşam tarzlarına göre yorumluyorlar. Açıkça söyleyelim ve açıkça konuşalım. Küçük yaşta bir çocuğunun dini bir kisvesi olan insanlar tarafından istismarı da, sıradan bir insan tarafından istismarı da, LGBT dediğimiz eşcinselliği savunan insanlar tarafından istismarı da aynı derecede suçtur, çirkindir, pisliktir ve haysiyetsizliktir. Alkol bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklara düşmüş gençleri kim o yola sevk ediyorsa onun yaptığı da çirkinliktir. Eğlence mekânlarında, barlarda, gazinolar ve pavyonlarda küçük yaşlardan itibaren hayatları kararan ve karartılan gençlerin bu vaziyetlerine sebep olanların yaptıkları da çirkinliktir. Aile yapısını ve birliğini dağıtan nikâhsız yaşam gibi hayat tarzlarının normal olduğunu söyleyerek toplum yapısını temelinden sarsmakta çirkinliktir. LGBT denilen hayat tarzının sadece reşit insanlar arasında mı kaldığı sanılıyor? Bu düşünceye sahip anne ve babaların çocukları da daha küçük yaştan itibaren bu yola sürüklenmiyor mu? Bunu gündeme getirmek gericilik, yobazlık ve özgürlüklere karşı olmak mıdır? Artık çifte standarttı ve iki yüzlülüğü bırakalım. TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde; “İki yetişkinin rızası ile birbirini sevmesi, sevişmesi sadece onları ilgilendirir. Anayasal olarak ben onları savunmakla mükellefim. Bağırın, çıldırın. Bu ülkede bir Anayasa var.” Sayın Kadıgil, bunun sadece yetişkinler arasında mı kaldığını sanıyor? Bu insanların çocuklarının durumu onu ilgilendirmiyor mu? Çocukların reşit olmayan yaşta bu yola girmesi durumları haber olsa nasıl bir tavır ortaya koyacak? Lütfen tüm çirkinliğe aynı derecede çirkin diyebilen insanlarla konuşalım.