Her ülkenin içerisinde muhalifler bulunur. Muhalefetten kastımız sadece siyasi muhalefet değildir. Her insan kendince muhalif fikirlere sahip olabilir ve muhalif düşünebilir. Asayişe, emniyete dokunmamak şartıyla, hiç kimse vicdanıyla, kalbiyle kabul ettiği bir fikirden, bir metottan dolayı mesul olmaz. Kimse kimseye niye böyle düşünüyorsun diye baskı yapamaz. Muhaliflik düşmanlık demek değildir. Aksine muhalefet bir denge ve denetim unsurudur. Sürekli birileri sizi alkışlasa hatalarınızı hiçbir zaman göremez ve yanlışlarınızı hiçbir zaman fark edemezsiniz. Boynunuzda bir akrep bulunsa fakat bunu kimse söylemese ve akrep sizi zehirlese memnun mu olacaksınız? Birisi çıkıp boynunuzda akrep var dese ve sizi zehirlenmekten kurtarsa o kişiye kızmak akıllıca bir iş midir? İnsanların konumu bazen güç sahibi olmak bazen de muhalif durumda olmak şekline değişkenlik gösterir. Muhalif vaziyetteyken doğruyu ve hakkı savunanlar güç sahibi olduğunda da aynı vaziyeti muhafaza edebilirler ve muhalif gördüklerine saygı duyabilirlerse bu büyük bir gelişimin göstergesidir. Tekraren söylüyorum ki muhaliflik düşmanlıkla karıştırılmamalıdır. Düşmanlık bir şahsın bitip yok olmasını ister. Muhaliflik ise zihniyetin değişmesinden yanadır. Bugün değişen bir şahsın yerine başkası gelir ve onun fikirlerini uygulamaya devam eder. Yani şahıs değişir zihniyet değişmez. Bugün en büyük sorunumuz kişisel çekişmelerin içerisine sıkışmış muhalifliktir. Sadece hakkın hatırını yüksek tutmak gayesi ile yapılan muhaliflik doğru olandır. Hâsılı muhalif olmak kötü değildir. Önemli olan herkese hayat hakkı tanımaktır. Tek düze bir hayat hiçbir yerde yoktur. Sadece bizim isteklerimize göre şekillenen bir dünya isteği hayal ürünüdür.