Kandırmanın ve aldatmanın revaçta olduğu bir asırda yaşıyoruz. Konuşan doğru konuşmuyor, dinleyen doğru dinlemiyor, aktaran doğru aktarmıyor. Bu kadar doğru olmayan işlerden ise hayırlı bir sonuç çıkmıyor. Doğrunun ve yalanın aynı çarşıda satıldığı bu zamanda doğruya müşteri olmak ve yalandan çekinmek zorda olsa yapılması gereken bir vazife. Her şeyden önce bize lazım olan doğruluktur ve dosdoğru yaşamaktır. Doğruluk; istikamettir, düzendir, huzurdur, kalben ve vicdanen rahat olmaktır. Yalan ise fıtratı bozan, maddi ve manevi zararlara yol açan çirkin bir davranıştır. Bütün hayatında hak, hakikat ve doğruluk esasını takip edenleri bizde takip etmeli onları örnek almalıyız. Bizi yalana sürükleyenlerden ise olabildiğince uzak durmalıyız. İnsanın kazandığı bütün değerler ancak doğrulukla korunur ve devamlılık kazanır. Bir zaman sonra doğruluktan ayrılıp yalana meyil eden insanların yıllarca kazandığı değerleri nasıl bir anda kaybettiğinin sayısız örnekleri vardır. Doğruluktan ayrılmamak yolunda her türlü fedakârlığı göze alan ve doğruluk için dünyada büyük sıkıntılar çekenleri ise büyük uhrevi kazançlar beklemektedir. Yalanlar sayesinde muvaffak oluyorum sananların kaybı ve mağlubiyeti ne kadar büyük olacaktır. Gerçek muvaffakiyet ve galibiyet ancak doğrulukla mümkündür. Onun için unutmayalım ki en iyi hile hilesizliktir. Yalana ve hileye kapılmadan bir hayat yaşamak duası ile...