Birinci ve ikinci meşrutiyet girişimi demokrasimizin ilk adımlarıdır. Bu adımların öneminin bilinmesi ve bütün kuvvetin demokrasi tarafında toplanması gerekirken maalesef öyle olmamıştır. Uzun demokrasi serüvenimizin neticesinde bir kısım insanlarda tek adam meşrebi ve bir kısım insanlarda ise demokrasi meşrebi oluşmuştur. Hâlen bu iki meşrep üzerine devam eden insanlar ülkemizin kaderi ve geleceği hakkında bir yön tayini yapmaya çalışmaktadır. Tek adamcılık meşrebinin içeriği ismen demokrasi olsun fakat o da bir kişinin istediği ve izin verdiği kadar olsun anlayışıdır. Demokrasi meşrebi ise ortak akıl, meşveret, adalet ve hürriyet esasına göre tavizsiz hareket etmeyi gerektirir. Bir kesimin başka bir kesim üzerinde üstünlük kurmaya çalışmadığı, kanun önünde herkesin eşit sayıldığı ve kimsenin kendisine ayrıcalık tanımadığı demokrasi yönetimleri herkesçe aranır olmuştur. Ancak demokrasi kılıfında görünen tek adamcılık demokrasinin önündeki en büyük engeldir. Demokrasi milletin hâkimiyetidir. Demokrasin aklı şahıs değil kanundur. Bütün milletlerin saadet sebebidir. Bizde demokrasi ile saadete gideceğiz. Demokrasi şevkleri ve yüksek ahlakları uyandırır. Bizde uyanmalıyız. Demokrasi insanca yaşamı sağlar. Bizde insani haklarımızdan vazgeçmemeliyiz. Devletimizin ömrünü ebedi edecektir. Her tarafa çevrilmeye müsait olan tek kişilik kararları; değişmez, bozulmaz ve başka tarafa çevrilmez dirayetli ve sağlam bir ortak iradeye çevirecektir. Demokrasi meşrebinden vazgeçmeyenlere selam olsun...