Cerbeze yanlışı doğru ve doğruyu yanlış gösterecek şekilde bir aldatma hâlidir. Cerbeze yapan insan gördüğü bir kötülüğü öyle büyütür ki sanki dünyanın en büyük kötülüğüne muhatap olmuştur. Yine böyle bir insan ufak bir iyilik yapsa bu iyiliğin karşısındaki kişiye nasıl fayda sağladığını ömrü boyunca anlatır durur. Cerbezeli insan çok eski zamanda yaşanmış bir hadisenin günahını şimdi yaşanmış gibi başka fertlere yüklemeye çalışır. Cerbeze, olanı olduğu gibi tavsif ve tarif etmeye izin vermez. Ana meselenin dışında hep uçları gösterir. İşin özüne girmek yerine lafın dolandırılması esas kabul edilir. Cerbeze yapan bir insan kendine bir suç üstlenmediği gibi masum bir insanı da büyük bir suç işlemiş gibi yargılar. Cerbezeli insan adalet yapamaz ve adaletli davranamaz. Karşısındaki insana konuşma fırsatı bile vermeden sürekli kendi zihnindekileri anlatmaya devam eder. Ben en iyisini ve en doğrusunu biliyorum tarzında davranarak başkalarının ilgisini çekmeye çalışır. Hürmet görmek, başarılı olduklarına inandırmak en büyük istekleridir. Bu kadar açık özellikleri olan cerbezeli insanları tespit etmek o kadar da zor olmasa gerek. Cerbezenin kişinin kendi hayatı ile birlikte sosyal hayatı da sarsan bir hastalık olduğunu bilmek ve bu hastalığın tedavisine çalışmak lazımdır. Yalana meydana açan cerbezeyi bırakıp doğruluk ve dürüstlüğe sarılmakla ancak huzurlu bir hayat yaşanabilir.