Ülkemizde her siyasi düşünce kendisine has yeni bir nesil yetiştirme hedefinde olmuştur. Ama bu hedef hiçbir zaman tutmamakla birlikte aksine sonuçlar ortaya çıkmıştır. Çünkü bunların hepsi kendilerine ait ve kendileri için olan ideolojik nesil projeleridir. Sadece biz gibi düşünen, biz gibi yaşayan ve her yönü ile biz gibi olan bir nesil. Bu ise başta fıtrata aykırıdır. Farklılıklar üzere yaratılan insanları aynı yapma mücadelesi her şeyden önce fıtri değildir. Fıtri olmamakla birlikte fıtrata karşı bir mücadeledir. Bizim bu yazımızda bahsedeceğimiz husus siyasi ideolojilerin yetiştirmek istediği nesil anlayışı değildir. Tüm bunlardan bağımsız olarak hürriyeti, demokrasiyi, adaleti ve hukuku bilen ve herkes için isteyen eşitlikçi bir nesildir. Kendini tanımış, kendini yetiştirmiş ve kendi ile barışık bir nesil. Düşmanca duygulardan arınmış, insan olmanın değerini kavramış, aklını çalıştırmakla birlikte kalbini ve ruhunu da canlı tutan bir nesil. İdeolojilerin sarmalından kurtulmuş yeni bir dünya inşa edebilecek güce sahip bir nesil. Yeteneklerini teknoloji ile birleştiren, üreten, ilerleyen ve sürekli terakki eden bir nesil. Mensup olduğu topluluğa veya dar zümreye hizmet eden değil tüm insanlığa fayda verme ciddiyetinde olan bir nesil. Benden ve senden anlayışlarından tamamen uzak herkesi kapsayan bir anlayışa sahip, ayırmacı ve kayırmacı olmayan bir nesil. Memleketini tanımakla birlikte dünyayı da tanımış sürekli ufku yükselen bir nesil. Üç beş günlük saltanat sevdasına düşmeyen, sadece siyaset yolu ile yükselmeyi hedeflemeyen, aklını dimağında hapsettirmeyen bir nesil. İşte bize böyle bir nesil lazım.