Hicri takvime göre Recep, Şaban, Ramazan ayları, Bazı Müslümanlarca üç aylar olarak kabul edilir. Mübarek gece diye söylenen 5 gecenin 4’ü de bu aylardadır. Recep ve Şaban ayı rahmet ayı olan Ramazan ayının habercisidir.
Özellikle Bizim coğrafyamızda Kutsal sayılan bu aylarda ibadetler arttırılır. Müslümanlar dini vecibelerini yerine getirme konusunda daha hassas davranır. Recep ve Şaban aylarında nafile oruçlar tutulur, hayır hasenat edilir. Günahların affedilmesi için daha çok namaz kılınır ve tövbe edilir.
Allah Rasülünün sözü diye birçok rivayetler uydurularak güya bu aylarda ve gecelerde namaz kılınması, gündüzü oruç tutulması hayır ve hasenat yapılması istenir.
İşin esası beş vakit Namazı zamanında kılınmasını farz kılan Yüce Rab’ımız Allah (C.C )dır. Müminlere oruç tutmayı emreden Allah (C.C)dır. Her an için ameli Salih emreden Allah (C.C)dır.
Müslüman beş vakit farz namazını zamanında, gece tatlı uykusundan kalkıp her gün teheccüt (gece namazı)namazı kılsa, kuranı Kerimi manasını anlayarak okusa, malının zekâtını, sadakasını verse, hayır hasenat çokça yapsa, farz olan orucunu tutsa ara sıra Peygamber orucu (pazartesi Perşembe) tutsa. İnsanlara hayırlı, yararlı işleri sürekli yapsa acaba üç aylarda kandil gecelerinde farklı olarak ne yapacak.
Üç aylar ve kandil geceleri halk tabiriyle beynamaz (ara sıra aklına geldikçe namaz kılan) ları namaza alıştırmak, eline Kur’an ı Kerimi almayanlara Kur’an okumasını sağlamak hayır hasenat yapmayanları hayır yapmaya teşvik etmek için ihdas edilmiş bidatler.
Halk arasında “üç aylar” olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları hakkında rivayet edilen: “Recep Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” sözü hakkında âlimlerin çoğu “bu uydurmadır” demiştir.
Verilen bu bilgilerden yola çıkarak Recep ayının sıradan, değersiz bir ay olduğu gibi yanlış bir anlam çıkarılmamalıdır. Zira bu ay Kur’an’da zikri geçen dört haram aydan (el-eşhuru’l-hurum) bir tanesidir. Haram aylar; Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Recep’tir. Bu ayların yılın diğer aylarına göre bir farkı vardır: Haram aylarda savaş yapmak kesin bir şekilde haram kılınmış ve büyük suç olarak kabul edilmiştir. Fakat bu hürmet, uydurma hadislerde olduğu gibi dinimizin aslında olmayan bir takım ibadetler icat ederek olmamalıdır. Zira ibadetler ancak ayetlerle ve Resûlullâh’ın tatbikatı ile sabit olur. Recep ayında oruç tutmayı ve bu aya özel namazlar kılmayı emir ve tavsiye eden hiçbir ayet ve sahih hadis bulunmamaktadır. Bu ayda edilmesi gerektiği söylenen “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizleri Ramazan’a ulaştır”[30] duası da sahih bir hadise dayanmamaktadır. Zira bu hadisin senedinde yer alan Zâide b. Ebi’r-Rukâd adlı kişinin İmam Buhârî tarafından münkeru’l-hadîs[31] olduğu ve bu râvînin bir takım hadisçiler tarafından tanınmadığı belirtilmiştir.[32] Yalnız Peygamberimizin her ay tuttuğu ve tutulmasını tavsiye ettiği Pazartesi ve Perşembe günü oruçları ile eyyâm-ı bîz denilen her ayın 13, 14 ve 15. günleri tutulan oruçlara Recep ayında devam edilebilir. Bunları yukarıdaki uydurma hadislerle karıştırmamak gerekir. Burada özellikle vurgulanmak istenen husus, diğer aylarda yapılmayıp da sadece bu aya, Recep ayına, mahsus namaz, oruç gibi herhangi bir ibadet bulunmadığıdır.
Bid’atlar İslam’ın ruhuna aykırı, Allah ve Resûlü tarafından yasaklanmış olmakla beraber bazı zamanlarda ve bazı sosyal sınıflarda din duygusunun yaşamasını, dinin canlı kalmasını temin ediyor; bu bakımdan müsâmaha edilmesi gerekmez mi? Bu soruyu soranlara Hayrettin Karaman şöyle cevap vermektedir:
“İslam’ın iman, ibâdet, nizam ve ahlâk olarak terkedilip unutulması ve sadece bid’atlar vasıtasıyla varlığının hatırlanması onun hayatı değil, ölümüdür. Onu yaşatmak için bünyesine yabancı olan bid’atları değil, İslâm’ın esaslarını ihyâ etmek gerekir.
İslam’ı değil de mücerred bir din duygusunu yaşatmak için bid’at tervicine (bid’at üretmeye, üretilmiş bid’atları desteklemeye) lüzum yoktur, çünkü o duygu fıtrîdir.”[35]
Son olarak Recep ayının ilk cuma gecesinde kutlanan Regaip Kandili ve yirmi yedinci gecesinde kutlanan Mirac Kandili ile ilgili bir hatırlatmada bulunmak isteriz. Bu gecelerin diğer gecelerden farklı olduğuna, kandil olarak kutlanmasına ve bu gecelere mahsus ibadetler bulunduğuna dair kaynaklarda hiçbir sağlam delil bulunmamaktadır. Bununla alakalı olarak Diyanet İslam Ansiklopedisi’nden yapacağımız şu alıntılı ile yazımıza son verelim:
“İslam âlimlerinin büyük bir kısmı Hz. Peygamber, sahâbe ve tâbiîn dönemlerinde Regâip kandilinin bilinmediğini, kandil geceleri kutlanmasının diğer dinlerin tesiriyle ortaya çıktığını, dolayısıyla bu gecede özel bir ibadet yapmanın dinde yeni ibadet ihdası anlamına geleceğini, Resul-i Ekrem tarafından genel olarak bidatlerin yasaklanmasının yanı sıra Cuma günü ve gecesi özel bir ibadet yapılmasının da yasaklandığını[36], bu sebeple Regâip günü ve gecesinde muayyen ibadetler yapmanın dinen sakıncalı olduğunu belirtmişlerdir.”[37]
Dr. Yahya Şenol Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Ağustos-Eylül 2016, Sayı: 14, s: 14-21.