Saygı-itibar
Yazın son günlerini yaşıyoruz. Yolumuz devlet kurumuna düşüyor. Ortamda bunaltıcı bir hava var. Vatandaş olarak işimiz, devlete yakışır biçimde görülüyor. Mutlu oluyoruz.
Bekleme sonrasında çevreyi izliyoruz. O dar devlet imkanlarını yansıtan iç görüntüler gitmiş. Bankolar, masalar, sandalyeler, perdeler, boya işleri uyumlu. Devlet ciddiyetine yakışıyor.
Yalnız bir kısım görüntüler gözümüze hoş gelmiyor. Elbette yazdıklarımız kişisel düşüncelerimizdir. Size hoş gelmeyenlerin, bir başka vatandaşa hoş gelebileceği düşüncemizi de belirtmek isteriz. Demokratik kercihlerle ilgili olduğu için saygıyla karşılarız. İzahını da bu arada yapmış olalım.
Neydi gözümüzü rahatsız eden o görüntüler? İşlemleri yapan görevlilerdeki hitap ve giyim çeşitliliği. Önceki dönemlerdeki devlet ciddiyetini göremediğimiz, beyanlarımıza büyük sağduyu sahibi vatandaşın katıldığını da düşünüyoruz.
Erkeklerde yakanın, paçanın açık olması, onu tamamlayan ses tonuyla karışık, saygısı az ifadeler. Dış görünümde teşhirden beslenen itici mesajlar vs.
Bayanlar da bir kısım defileye hazırlanır tarzında kadın memurları. Onun da ötesinde az sayıda da olsa teşhircilik yarışı. Rahatsız edici biçimde kadın mahremiyetini aşan kıyafetler vs.
Eskiye bağlı kalalım. Değişimi-gelişimi bir kenara bırakalım, iş önlükleri, kolçaklar olsun da demek istemiyoruz. Yalnız bu kadar serbesti, değişim geçiren bir kısım görevliler, vatandaşı rahatsız ediyor. Dikkatleri bu noktalara çekmek istiyoruz.
Göreve yansıyan aşırı mesajlar. Kısmen devletin temsiline olan saygıda, güvende, itibarda zafiyetlere neden olabiliyor. Dolayısıyla bu endişeyle konuyu yazdık.
Düşüncemize göre yöneticilerimizin, daha duyarlı olması gerekiyor. Çünkü, başlık iki kelimemize üçüncüsünü de ilave ederek yazalım. Saygı, itibar, güven hepimize lazım. Ayrıca demokrasiye saygılı ve bağlı yapının da, olmazsa olmaz kuralıdır.