Durduk yerde beklenmeyen bir biçimde aracımızı park sonrası, bizden para yardımı isteyen, nedenini sorduğumuzda, düzgün kıyafetine, ayakkabılarına rağmen, bot alacağım cevabını veren 10 yaş civarı çocuğumuzun, bize göre dram davranışını bir arkadaşımızla analiz ediyoruz.
Arkadaşımızın “Çocuk Suriyeli miydi?” sorusuna değildi. Bizden olduğuna eminiz” cevabımız üzerine, “Suriyeli çocuklar, bir kısmı sosyal davranışlarıyla, topluma kötü örnek oluyor” “Devletimizin soruna acil cevap bulması, Suriyelilerin vatanlarına dönmelerinin sağlanması gerekliliği, üzerinde konuşmamız ağırlıklı sürdürüyor.
Arkadaşımızın haklı olduğunada hemen, 2-3 gün sonrası şahit oluyoruz. Akşam vakti tam arabamızla hareket etmek üzereyken, camımıza vurularak durduruluyoruz. Alacakaranlık bir ortamda, 10 yaş civarı Türkçesi kıt, yabancı olduğu belli bir erkek çocuk! “Ayakkabılarınızı parlatayım” diyor.
Üzerinde ne boya sandığı, ne malzemeleri var. Yardım istediği belli. Gerekeni yapıp yolumuza devam ediyoruz. Çocuk çevreden, yanlışlardan, doğrulardan en çok etkilenen, iyi’yi-kötü’yü ayırt edemiyen, tecrübeden yoksun küçük varlık.
Onun için bizim çocuk, Suriyelinin kolay para aldığını, gördüğü için benzeri durumları, yanlışlığını anlamadan, bilmeden uyguluyor. Ailede kontrol de yoksa! rahatlıkla hayatına geçiriyor nefsi taleblerini.
Açıkcası çocuklarımız üzerinde çevrelerindeki kötü örnekler etkili oluyor. Genellikle de yeni yetişen nesiller üzerinde, yarınlarının geleceğinin ne olacağı belirsiz, kuralsız bir yaşantının her safhası, dolayısıyla toplumu, genelde de çocuklarımızı çok etkiliyor. Örnekler ortada.
Bunlarda ne var? diyemeyiz. Suriyeliler, Afganlar, Pakistanlılar, Iraklılar birleşmiş milletlere dönen bir toplum yapısından acil kurtulmamız gerekiyor.
İslam-Türk manevi değer tanımlı, göçmenleri barındırma anlayışının, başımızın üstünde yeri var. Ama, konunun temel çözümlerle düzenlenmesi aciliyeti, artık toplumu rahatsız eder duruma gelmiş buluyor.
ABD’nin, Rusya’nın ve benzeri sömürücü devletlerin, petrol tutkulu kararları, işgalleri, zavallı bu milletleri vatanlarından, evlerinden, yurtlarından ettiği, sığınmacı durumuna düşürdüğü, ekmek yardım kuyruklarında beklettiği, acı gerçeğini görüyor ve yaşıyoruz. Yüce rabbimiz hiç kimseyi, hiçbir milleti zorunlu göç hallerine düşürmesin.
Hükümetimizin dünyaya örnek, anlamlı göçmenlere yardım anlayışının, karşıtlarca değerlendirme aşamasına gelmesi için, ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır. Göçmenler konusuna hükümetimizin acil çözüm bulmasını gerektiriyor.
Yoksa kötü örnekler, nesillere sahip çıkmada, büyük engeller oluşturmaya devam edecektir. Ey ABD, Rusya ve onlar gibi düşünenler. Sömürücüler. Bekliyoruz. İnşallah göreceğizde. İlahi nizamın kararıyla bir gün, cümleniz yaptıklarınızın bedelini mutlak fazlasıyla ödeyeceksiniz. Çünkü İlahi Adalet hiç şaşmaz.