Ne ekersen
Dost meclisindesiniz sosyal, siyasi güncel olaylar sohbet ediliyor. Katılımcılar gündeme gelen konuyla ilgili düşüncelerini bilgileriyle, tercübeleriyle harmanlıyarak sırası, yeri geldiğinde konuşuyor.
Dolayısıyla bir nevi dertleşme tanımlı sosyal fonksiyon, şahıs bazında ilgi görüyor. Genelde de olumlu, moral verici ortamla mutlu bir sonuç ortaya konuyor.
Şartı, koşulu ne olumlu sonuç’un? Karşıdakinin fikrine, düşüncesine genel hak-hukuk-ifade özgürlüğüne uygun biçimde, ifade ve dinleme hak’kının tanınmasıdır. Düşünceye saygı demokratik hak’kın yerine teslimidir.
16 Nisan referandumuna sayılı günler kaldı. İktidarın-muhalefetin karşılıklı düşünceleri, beyanları kırıcı oluyor. Eleştiriliyorda. Evetçiler: hayırcılar PKK ile birlikte hareket ediyor, işbirliği yapıyor yaftasını hemen yapıştırıyorlar.
Hayırcılar: Evetçilere tek adamla dikta rejimine geçiliyor, parlemento işlevsiz, yetkisiz hale getiriliyor. Evet demokrasinin canına okumaktır vs. çatışmacı, gerçek dışı ifadeleri sıralıyorlar.
Elbette sonuç Evette olabilir hayırda. Kişisel düşüncelerin varabileceği sonuçu birlikte göreceğiz. Tercih konuyu her iki taraf içinde inkar, çatışma, kavga, ret noktalarına bileşinine götürmemelidir. Demokratik kusurlarımızı çatışmalarda açık biçimde görüyoruz. Üstelik ortamı çatışmaya, gerginliğe doğru hızla götürüyor. Barış, toplumsal huzur, demokrasi gelişmelerden zarar görüyor.
Örneğin açık yazalım biz evetçiyiz. İstikrarlı, güçlü bir yürütmenin, başkanlık şayet kabul edilirse olumlu, ülke yararına olacağına inanıyoruz. Demokratik tercihimiz bu. Kırılmak, darılmak kırıcı biçimde tartışmak yok. Olmamalıdırda.
Nerden girdik konuya? Tartışmayı, dinlemeyi, haklara saygıyı siyasette yerine koyamadığımızı, bize göre anlatmak için. Sonra ne oluyor? Dinlemenin, medeni, demokrat olmanın yerini tartışma, gürültü, kavga ve şiddet alıyor.
Mehmet Ali Akgül adlı servis şoförü fanatik, meczup, Müjdat Gezen Sanat Merkezini kundakladı. Gereksiz tartışmayı, çatışmayı gündeme getirdi. Kendini savunmasında “Ben Abdülhamit Hanın torunuyum. Kimseye papuç bırakmam. Olmasaydı iyidi” sözde savunmasını yapıyor.
O büyük devlet adamı, cihancumul Padişah Abdülhamit han, ülkeye, demokrasiye, sosyal barışa ey kundakçı meczup, senin yaptığın saldırıyı inan kabul etmezdi. Seni tebâlıkdan çıkartırdı. Atardı.
Benzeri tanımı olayın başlıca müsebbiblerinden olan Müjdat Gezen içinde yapabiliriz. Müjdat Gezenin siyasi tutumu, kavgalı beyanları, anlaşma, dinleme hak tanıma yerine, sorumsuz, tutarsız söylemleri, olumsuz tutum ve davranışları ortadadır. Sonuç ne ekersen onu biçiyorsun ama, sosyal barış, toplumsal, huzur demokrasi zarar görüyor. Lütfen dikkat.