Demokrasinin olmazsa-olmazı siyasettir. Bu iki güçlü değerin beraberinde getirdiği, sağlıklı ekonomide sistemi taçlandırır. Yüceltir.
Sağlıklı demokrasi, siyaset ve ekonomi üçlüsü, adaletin, güvenliğin, sağlığın, eğitimin, sosyal hayatın güç kaynağını oluşturur.
Tüm bu değerlerle gelinilen noktada, parlementer sistem devrede olması, yönetimi, devlet düzenini zirvelere taşır.
Peki bizde değerler sıralaması işlevini tam yapıyormu? unutulan ele alınması gereken güç siyaset iç’i muhalefetdir. Ama nasıl bir muhalefet? Ülke sorunlarını iyi bilen, parlementer sistemde her an göreve hazır olan, sorumluluk taşıyan, eleştiri ile çözümü bir arada sunan. Görevini hak’la adaletle, hukukla yerine getiren bir muhalefet.
Yakın tarihe kadar, örneği 15 Temmuz hain darbe yapma girişiminin bertaraf edilmesiyle, şahlanan milli diriliş ruhuyla, çok ama çok taze yeni bir millet iradesinin, parlementoda olduğu gerçeklerini demokrasi içinde yaşama şansını yakaladık.
Artık dış güçlerin emriyle oturub, kalkan bir Türkiye yok. Hak’sızlıklara cevabı gerekli gücü kullanarak veren bir Türkiye var. Düşmanların dostların karşısında.
Kuvvetler ayrımı gerçekleşti. Bürokrasi, ordu, yargı ve benzeri kurumlar, kendi görev alanlarına çekildiler. Parlementer sistem, siyasi irade, artık yeter söz milletin gerçeğini yakaladı.
İyi ve güzelde eleştiren, gerçekleri tartışan yokluğu duyulan ana konu, nedir? Muhalefettir. Muhalefetimiz yeni parlementer sisteme uyum sağlıyamamıştır. Uyumsuz, her iş’e istemezük, hayır diyen muhalefet; demokratik sistemi yormaktadır, engel olmaktadır.
Ülkenin, parlementer sistemin, acil gelinilen demokratik ortamın tamamlayıcısı olan üretim, yatırım, istihdam, hizmet öncelik, ekonomik yapının tüm talebleri, işlemleri muhalefet adına red ediliyor. Yaşıyor ve görüyoruz.
Baraj, enerji üretimi, duble yol, köprü, tünel, hava alanları ve yatırımlara muhalefet etme adına karşı çıkılıyor, red ediliyor. Muhalefet adına başarılı siyaset, devlet adamlarının önüne engeller konuluyor, ithamlar ediliyor. Liderler dahil hiç bir milletvekili, bakan ve yetkili beğenilmiyor. Fevkalade yanlış anlayış, tutum ve davranış. Böylesi muhalefet anlayışıyla bir yere varmaları, halkın desteğini almaları mümkün değildir.
Afyonumuzda bir parti sözcüsü “Bu dönemin bakanlarının, milletvekillerinin büyük kısmı evlere şenlikdir” beyanında bulunuyor.
Değerli eski Bakanımız, milletvekilimiz halkın gönlünde yerini alan Veysel Eroğlunu? Siyaseti çevresiyle, kültürüyle düzgün şahsiyetleriyle temsil eden milletvekillerimiz Ali Özkaya, İbrahim Yurdunuseven, Mehmet Taytak, Gültekin Uysal, Burcu Köksal bunların hepside mi evlere şenlik?
Böylesi beyanlarla, anlayışlarla ne muhalefet ne de parti olunur, ne de millet destekler.
Ancak sözde muhalefet yapılmış olunur. Diliyoruz demokrasimiz kısa zamanda tamamlayıcısı olacak, gerçek muhalefet yapma olgunluğuna sahib yapıya ve kadrolara kavuşur.