5 Aralık 1951 Türkeli’nin kuruluşu. Tam 70 yıldır hiç ara vermeden yayın hayatını sürdüren ender yerel gazetelerden birisi Türkeli. Hak’kı, hukuk’u, demokrasiyi, milli ve manevi değerleri savunan, saygın yayın politikasıyla daha nice yıllar yayın hayatı diliyorum.
Bir örnek ve kıyaslama ile devam ediyoruz yazımıza. 29 Kasım 1951 ulusal Milliyet gazetesinin de 70. yıldönümü. Pazar günü bayiden kuruluş yıldönümüyle ilgili olan Milliyet Gazetesini alıyoruz. İstiyoruz birlikte Milliyet gazetesine göz atalım.
Askıdan aldığımız Milliyet bir tomar gazeteden oluşuyordu. Şaşırdık. Bayiye sorduk. Yanlış olmasın, hepsi Pazar günü Milliyet Gazetesinin içinde mi? Evet cevabı üzerine 1,25 krş. ücreti ödedik. Evimizde gazeteyi inceliyoruz.
Üzerinde de yazıyor. 8 Gazete ilavesiyle, tam 152 sayfa hepsi bir arada. Gazeteye verdiğimiz para belki kağıt parası değil. Kuruluş yıldönümüne özel bir sayı. İlaveler ticari düşünülmüş. Özel Belediye reklamları, röportajlar ve resimleri ağırlıklı. Kutlamalarda artışını oluşturuyor ilavelerin.
Mizanpaj, baskı, dizgi, kağıt kalite gazeteci gözüyle süper. Ülkemizin en saygın ulusal basının, son 30 yıllık serüveni geldi aklımıza. Aydın Doğan İmparatorluğunun basın koluydu gazete. Örnek; Başbakanlar, bakanlar göreve getiriyor, isterse götürüyor, devlet ihaleleri ucuz kapatılıyor, Petrol Ofisinin, Hilton arazisinin Aydın Doğan’a özel ucuz satıldığı iddiaları görüşülüyordu. Devlet gibiydi, ünlü muhalif kalemşörlerede güç veriyordu, yayın politikalarıyla.
Tüm amaç, hedef sandıkla, seçimle iktidara gelen, hükümet olan AKP’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidardan gitmesiydi. Kıran, kırana bir mücadele vardı, AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’la, karşıtları arasında.
Sonuç muhalif ünlü köşe yazarları hepsi görevi bırakdı. Veya bıraktırıldı. Taksim, Gezi, Dolmabahçe, anti demokratik olaylarını savunmanın, sandığı tanımamanın, antidemokratik anlayışlarının bedelini ödedikleri iddia ediliyordu, bir kısım kamuoyu tarafından.
152 sayfalık 70. yıl kutlamalı gazetede Oktay Ekşi’den, Hasan Cemal’den, Taha Akyol’dan, Cengiz Çandar’dan hiç birisi Gazetede kalmamışdı. Köşelerin çatışmacı tutumuyla, AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a demokrasiye, sandığa saygıya yenik düşmüşlerdi.
Darbelerin, Ağcaların, depremlerin, Yassı adaların yazı zenginliği, solmuşdu artık bu gazetelerde. Gazeteyi okuduk düşündük. Kişisel beklentiden uzak ulusal basının, gerçekden yerinin toplum nezdinde doldurulmasının ne kadar güç ve büyük olduğunu bir daha anladık ve gördük gazetenin serüveninde.
Gazetecilik tamam ama, demokrasi, evrensel hukuk, milli irade ve benzeri değerlerin mutlak önceliği var 8 ilaveli 152 Sayfa ve 70 yıllık yayın hayatı bunun isabetini gösteriyordu.
İşte gazete ve gazeteciliğin ortaya koyduğu 70 yıllık serüven. Karar sizlerin değerli okurlarım.