Başlığı hayatın olmazsa – olmazlarıyla tamamlayarak yazımıza başlayalım. Yaşayan en mükemmel varlık, bu olmazların baş aktörü: İNSANDIR.
Sorumluluk taşıyan insanın, beyninin önceliğinde olmazlar vardır. Ölü – diri, zaman – mekan, olağan veya dışı, hiç bir kural tanımaz bu olmazlar.
Olmazların toplumsal dinamiği olan güçlerden birisi de basın – yayındır. Günümüzün tanımıyla medyadır. 60 yıllık basın hayatımız, 32 yıllık Türkeli’nin imtiyaz sahipliği acı – tatlı biçimde bize çok kere yaşattı bu olmazları.
Korona virüsün şiddeti – hiddeti ortada, tek kelimeyle öldürüyor. Kimi? Önüne geleni. Mücadele kuralları yerine getirilirse kaderle çatışan virüs illeti, size yaşamın devamını veya tamam sonucunu veriyor.
65 yaş üstü evden çıkmazla gelen virüs hapisliği, okumalar, medya, internet bağlantılarıyla içe, görmediğimiz, bilmediğimiz bir hayatı yaşatıyor, Korona virüs size. Köşe yazıları da elbette tanımın içindedir.
Yazma düsturu virüs tanımıyor. Konular sıralanmış, yaz kurtul beyin komutunun gereğini icra ediyorsunuz.
Dünya çapında bir afet, felaket Korona virüs. Yaşatarak öğretiyor insanoğluna günün acılarını, sancılarını. İş, elleri bol yıkamakla, etrafa portikül saçmama gayretleriyle, TV’lerde dinlenen programlarla da, kişiyi Korona virüs baskısından kurtarmıyor.
Ancak ve ancak bir eş, dost, kardeş, akraba ile yapılan virüs sohbeti kısmen alıyor insanın korku duygularını, ne olacak endişe yükünü. Benzeri değerleri taşıyanlar, düşünenler, paylaşanlar alıyor kişinin korku ve ürperti baskısını. En olmayanı bile yerini kısmi ümitlere, beklentilere bırakıyor.
Dün ev hapsi olmanın bunalımından, dostlarla yaptığımız anlamlı telefon görüşmelerinin verdiği moral gücü, bize hiç bir yazmama, görev yapmama mazeretini kabul etmeyen gazeteciliğin görevini yerine getirmemize neden oldu.
Görülen o ki! Devletimiz başka devletlerin yaşamakta olduğu başarı ve başarısız örnekleri göz önüne alarak. Dost – düşman bütün kesimlere kabul ettiği virüsle mücadeleyi, amansız ve başarılı biçimde yapıyor. Buna rağmen vaka sayımız, ölü sayımız da artmaya devam ediyor.
Krallar, Kraliçeler, ünlüler, ünsüzler hepsi virüsün esiri oldu. Sonuç; yaşıyoruz, görüyoruz virüs bir şekilde arkasında hasar, acı, keder bırakarak gidecek.
Yüce rabbimiz devletimize zeval vermesin. İlaç kabul edilen kurallara uyalım. Evde kalalım. Mücadeleye yardımcı olalım.
Olmazsa – olmazları yaşayarak bu felaketi atlatalım, dua ve dileklerimizle.