Hayatın içinden-I
Başlığımızı bire-bir yaşanan günümüzün sosyal sorunları arasında olan konu’ya ışık tutmak, düşüncelerimizi, duygularımızı sizlerle paylaşmak için, gerçeğin kendisi tanımına uyması açısından, hayatın içinden koyduk.
Gazetemize ziyaret gelen mermer fabrikamızdan emekli efendi, çalışkan işçimizle sohbetimizin özetini oluşturuyor giriş cümlelerimizin açılımını.
İşçi kardeşimiz emeklilik sonrası güç şartlarda, borç, dert zor geçiniyor. Birde üstelik çok ciddi rahatsızlıkları var. Büyük operasyonlar geçirmiş. Kısa öz anlattıklarına üzülüyoruz. Sonra konuya giriyorlar. Üniversite mezunu oğlu iş’siz. Israrla iş bulma konusunda yardımcı olmamızı istiyor.
Anlatılanlardan iş’in önemi ortaya çıkıyor. İş’le ilgililer sonuç olmamasına rağmen acil düğün hazırlığı başlamış. Oğlu aşk’la gelişen, ilişkileri sonuç’u sınıf arkadaşı kızla evlilik kararını vermişler. Kızın babası “Çocuklar anlaştı kızı istemelisiniz, siz düşünmüyorsanız isteyeni var, ona vereceğim” emrivakisiyle, evlilik düğmesine basmış...
Gençler derseniz hiçbir engeli görmüyor ve tanımıyor. Toz pembe hayat yoluna el-el’e yapışarak çıkmışlar. Her ikiside üniversite mezunu işsiz. Kiralık ev tutuluyor. Düğün kredisi alınıyor. Borçla mobilya, beyaz eşya vs. ev donatılıyor. Hele düğünü yapalım Allah kerimle mutluluk beklentili engebeli yola çıkılmış.
Bizde gençlere mutluluklar diliyoruz. İş konusunda bulmakda zorlanılacağı düşüncemize rağmen, üzüntüyle karışık duygular içinde gayret sözüde veriyoruz.
Tablo yuva kurma açısından anlamlı ve güzel. İş, aile ekonomisi, borç ödeme, ev kirası, aylık geçim benzeri çok ciddi konular açısından da hayli düşündürücü.
İnanınız düğün davetiye bastırma konusu bile sorunlu. Gençler 400 TL. lik davetiyeyi beğeniyorlar, olsun istiyorlar. Bizim arkadaşların önerdiği 40 TL.lik davetiye kabul görmüyor. Ortada gelir, iş, bütçe yok. Borçla, Allah kerimle yuva kuruluyor. Yola çıkılıyor.
Karamsarlığı bir tarafa bırakarak, içtenlikle mutluluk dilekleri dökülüyor dudaklarımızdan. Yazdıklarımız yeni kurulan yuva için depremlerden, artçı sarsıntılardan, rabbimiz korusun dualarını yapıyoruz.
Sonra Medya’da sosyal deprem haberleri okuyoruz. Boşanma davaları sayısında artış dikkat çekiyor. Elbette sorunlar beraberinde yenilerinide getiriyor.
Ülkemiz sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Gençler iş beğenmiyor. Yaptıkları eğitime uygun iş bulamıyorlar. Sonra hayatın sorumluluklarını bir tarafa bırakarak genelde duygularına, düşüncelerine göre hayat düzeni kurmak istiyorlar. Sonuç’un olumlu veya olumsuz olmasına katlanmayı derseniz faturayı aileler, gençler, milli ekonomi, sosyal yapı gelişmeler hep birlikte ödüyoruz.
Ne olur gençler lütfen, büyüklerinizi örnek alın, onların önerilerine dikkat edin. Hayat sadece aşk, meşk, sevgi değildir. Yaşanan bir gerçektir.
Mutlulukların yolu, gerçekleri görerek, yaşayarak, çalışarak, fedakarlıklar yaparak, sabır ederek bulunur. Gençlerimizin hayatın içinden, depremlerden, karamsarlıktan uzak olumlu gelişmeleri birlikte görmeleri, yaşamaları dileklerimizle.