Yaş izin günü berberimize gidiyoruz. Sokaklar, caddeler, duraklar boş. Şehir tanımına tam uyuyor. Suyu çekilmiş değirmene benziyor. Artık o değirmenlerde kalmadı. Sular barajlara, göletlere, bereketli topraklara akıyor. Buğdaylarda modern fabrikalarda, el değmeden üretiliyor.
Çocukluğumuzda, genelde ekonomisine uymadığı için, çuval un alamayanlar, ucuz olması nedeniyle pazardan buğday alır. Çeşme başlarında yıkar. Örtü altıyla çevreye yayar, güneşlenir ve kuruturdu.
Sonra değirmenden gün alınır, kendine özel eşekle, atla veya arabayla değirmene çuval, çuval buğdaylar götürülürdü. Akşamdan gidildiyse, gece çuvalların üzerinde yatarak geçirilirdi.
Onunda ötesinde değirmen taşının dişlenmesinde, su arkının çevrilmesinde vs. işlerde değirmenciye yardım etme zorunluğu vardı. Birde şunu ilave edelim. Değirmencinin un, öğütme ücreti ilk çağlarda olduğu gibi bedeli un ile takas edilirdi. Yazdıklarımız hikâye değil gerçektir. Biz bunları gördük ve yaşadık.
Değirmencilikten geçimini kazanan merkeze bağlı bir köyümüzde vardı. Günümüzde belediye oldu. Deresinde bir kısım, değirmen enkazları duruyor. Değirmen Ayvalı Belediyesi. Gitmeye derelerini, yaylalarını, bahçelerini, bağlarını görmeye değer. Piknik yapılacak çok güzel yerleri vardır. Tavsiyede ederiz.
Nereden, nereye geldik. Sokağa çıkma yasağı. Virüs belası, hayatın seyrini yavaşlatan, adet’a durduran yaşam tarzı hepimizi şaşırttı. Bir hâl olduk...
Neyseki hükümetimiz, Valiliklerimiz, yöneticilerimiz başarılı kararlarla, devasa hastahanelerimizle, yatak kapasitemizle, test yöntemleriyle uzakda dur, maske tak, evde dur tedbirleriyle gücünü Dünya’ya kabul ettiren, fedakar sağlık kadrolarımızla, talebin üstünde mevcut yoğun bakım ünitelerimizle hemen yerli başarıyla üretilen, ihracatı hızla ilerliyen solunum cihazlarımızla, maske yapımıyla, dağıtımıyla, sosyal yardımlaşmanın, dayanışmanın güzel örneklerini vererek, virüssüz günlere doğru emin adımlarla yürüyoruz. Manzara güven veriyor.
Yazdıklarımız moral bulmak için değildir. Gerçekler ortadadır.
Bayram olduğundan günümüze, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı virüs yüzünden ilk defa evlerimizde, balkonlarda kutladık. 14 asrı geçen süredir bu Ramazan ayını ilk defa teravisiz, cumasız, mevlitsiz, kandilsiz masum yaşıyoruz.
Sözün bittiği yerdeyiz. Buda geçer yahu... anlamlı deyimi, noktayı koyduruyor. Üzücü, moral bozucu virüs konusuna. Kimsenin, kimseye bir şey söylemesi mümkün değildir. Felaket dünya çapındadır. Gitmediği çoğrafya yoktur.
Suçlamalar, şikayetler virüs karşısında silik kalmaktadır. Sığınılacak yegane kapı yüce Rabbimizdir. Suçlamayla değil, dayanışmayla virüssüz günlere yol alıyoruz. Tünelin uç’u gözükdü. Aydınlığa çıkıyoruz.
Virüs’süz, sağlık, mutluluk, huzur, kardeşlik dolu nice bayramlara erişme dileklerimizle.