Değerli gönüldaşlarım
30Ekimde yüreklerimizi yakan Seferihisar depreminde vefat eden vatandaşlarımıza Allah gani gani rahmet eylesin,yaralılarımıza acil şifalar versin inşallah ve yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza sabır ve metanetler dileyerek satırlarıma başlar ve böylesi depremler ve tabii afetleri yurdumuzdan uzak eylesin Cenab-ı Mevlam.
Bu depremler hakkında uzmanlar gerekli konuşmaları eleştirileri yaptılar ve yapıyorlar. Tabiiki bir vatandaş olarak bir cümle yazmamız gerekiyorsa; Derimki dünya geniş. Binaların yapılmasını DİKEY MİMARİ yerine en fazla beş katı geçmeyecek şekilde YATAY MİMARİ olarak yapılmasından yanayım.
Bu menfur olayda Nasreddin hoca misali hırsızın günahı varda binayı yaptıran bina sahibinden kontrol eden mühendisden yer etüdüne ruhsat veren belediye olmak üzere vatandaşın hiçmi günahı yok?
Değerli kardeşlerim toplum olarak öyle bir hale geldikki çalışmadan kazanan YATAN BİR TOPLUM.
İstiyoruzki cenaze gibi, başkasının üzerine binelim birileri bizi taşısın. Kendi yükümüzü başkalarına yükleyelim! Hiçbir sorumluluk almayalım her şey kendiliğinden olsun rahatımız bozulmadan yaşayalım. Her alanda ve Allah’a olan inancımızda bile böyle değilmiyiz? Tevekkül ettim Allah verir.
Kardeşlerim Allah' a tevekkül edeceksek, önce çalışıp sonra tevekkül edeceğiz. Kardeşim Sen çalış da nasibinde hazine varsa , o senin peşinde gelir. Velhasıl dostlar kısacası GEZEN TİLKİ YATAN ASLAN’dan iyidir diyoru. Takdir haktır ama çalışmakta haktır. Damarlarımızdaki kan kaynadıkça yeni bir dünyaya yürümeliyiz . Kan nasıl uyur ? Hele bizim Damarlarımızdaki kan ! Gönül sahibi olgun kişiler bilirler ki , On sekiz bin alemde dinlenme yoktur. Üstat Necip Fazıl’ın dediği gibi.
“Tohum saç bitmezse toprak utansın
Hedefe varmayan mızrak utansın
Hey gidi Küheylan koşmana bak sen
Çatlarsan doğuran kısrak utansın”
Düsturu ile koşmayı elden bırakmadan duruyorsak bile olduğumuz yerde rap rap ederek devamlı hareket halinde olmamız gerekiyor. Günümüz dünyasında yatma şansımız yok.