ÇANAKKALE İMANIN İMKANI YENDİĞİ CİHAN SAVAŞI.
Değerli Gönüldaşlarım
Dönemin Başbakanı Merhum Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olayı anlatmağa çalışacağım.
Japon eğitim uzmanları Türkiye ye gelip ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Sayın Özal'ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi:
“Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!” Turgut Özal'ın “Nasıl.........?” sorusu üzerine şunu anlatmışlardı.
Biz Japonya'da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz.
Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazaki'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki:
Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.
Bürokratlardan biri atılır: “Ama bizim Hiroşima'mız yok ki!”
Japon uzmanın cevabı tokat gibidir:
“Sizin Çanakkale'niz on Hiroşima eder!”
Japon uzmanın bu cevabından ölçüyü alarak;
NEDİR ÇANAKKALE SAVAŞI..!
Özet olarak şöyle bir göz atalım.
1915 o yıl kurban bayramında kurbanlar kesilmedi. Çünkü Analar kınalı kuzularını Babalar koç yiğitlerini bu VATAN için KURBAN etmişlerdi. O yıl LİSE’ler mezun vermedi;
Çünkü ÇANAKKALE de Vatan sevgisinin doruklarına tırmanarak destan yazıp ve bu uğurda şehit olarak dünyaya ders verdi koç yiğitler.
Bu SAVAŞ binlerce kez tekrar eden mermilerin havada bir biriyle çarpıştığı ve
Günde bin kişi düşman askeri (Toplam da iki yüz yetmiş beş bin Düşmanı öldürdüğümüz)ve günde bin kişi olmak kaydıyla (metre kareye dört ŞEHİT olarak) toplamda İkiyüz elli bin ŞEHİT verdiğimiz anlatılması ve anlaşılması adeta akıl dimağlarının almadığı bir SAVAŞ’tı.
Bu savaş Gencecik deniz subayları Nazmi ve Hakkı yüzbaşıların NUSRET mayın gemisiyle 26 mayını Düşman gemilerinin arasından sıyrılıp denize döşeyerek,düşman gemilerini birer birer ÇANAKKALE boğazına gömdükleri ve SEYİT ONBAŞI’nın topununun kaldıracının kırılmasına rağmen pes etmeyip iki yüz yirmi beş kiloluk gülleyi topuna yükleyerek yenilmez denilen FRANSIZ fıkrateynini Boğazın serin sularına gömdüğü SAVAŞ ‘tı. Mustafa Kemal Atatürk’ün anafartalar cephesinde düşmanı durdurmak için 57’inci alaya size ölümü emrediyorum deyip 57 kişiden bir tane sağ kalmayan SAVAŞ’tı. Kahramanlıklarını anlata anlata bitiremiyeceğimiz ölümsüz kahramanların SAVAŞ’ıydı.
Vel hasıl HAKKIN galip geldiği hak ile batılın savaşıydı.
Burada vatan için canını veren Şehitlerimizin ardından oturup kendimize şu soruyu sordukmu?
Bizler bu vatanın ferdi olarak hemen hemen her iki veya üç haneden (Benimde dedemin içinde olduğu)ŞEHİT verdiğimiz değerli Dedelerimizin ÇANAKKALE GEÇİLMEZ dediği cihan savaşı ve Cihan coğrafyası için, ne yaptım veya ne yapabilirim muhasebesini yaptıkmı?
Veya en azından bu yolda en ufak bir gayretimiz oldumu?
Vicdan muhasebesi yaparak en hiç olmazsa çocuğumuzu alarak bir hafta sonunu ÇANAKKALE de geçirdikmi?
meselâ..
Bendeniz Şair kardeşiniz olarak ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ anısına üç yılda tamamladığım şiirimle katkıda bulunmayı kendime görev billmenin şuuruyla bu dizleri yazdım.
Saygılarımla.
ÇANAKKALE
İMANIN İMKANI YENDİĞİ YERDE
Çanakkale adın başka bir gurur
Korkusuz yürekler seninle vurur
Yazılmışdır inmez arşında durur
Düşmana geçilmez dendiği yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde.
Mevlanam,Yunusum,Pirim orada,
Şehidim, Şühedam, Nebim orada,
Horasandan gelen Erim orada
Toplanıp Rabbini andığı yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde
Karar verdi dünya bu gerçek kati,
Hangi sanat film edecek o seti,
Ah... Atamı koruyan çelik saati,
Kolayca alırım sandığı yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde.
Düşman saldırıyor azimle serle,
Yahya savunuyor bir bölük erle,
Haykırdı gök kubbe,bir oldu yerle,
Cehenneme dönüp yandığı yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde.
Bigalı Mehmed'im Settül Bahirde,
Oğlunu kaybetti bulduğu yerde,
Kınalı Hasan'ım devaydı derde,
Gönül'lere gelip konduğu yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde.
Kırıldı kaldıraç topu tekledi,
Niğdeli Ali den imdat bekledi,
Bismillah diyerek gülle yükledi,
Seyitin dümene indiği yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde.
Gölgedir üstüne bir bir söğütler,
Çınlıyor kulakda sanki öğütler,
Vuruşarak destan yazdı yiğitler,
Akılların durup donduğu yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde.
Bilmeden hesabı yanlış tuttular
Gömülüp sulara tersden battılar,
Hüsrana uğrayıp çekip gittiler.
Hesabların terse döndüğü yerde.
İmanın imkanı yendiği yerde.