Değerli Gönüldaşlarım
Bu günkü yazıma Peygamber efendimiz (s.a.v)in şu güzide hadisi ile başlayalım. Hadisi şerifde “Ahir zaman geldiğinde, yalan doğrudan, doğru yalandan, haram helâldan, helâl haramdan ayırt edilemeyecek harama yalana bulaşmamış insan kalmayacak.” Ashaptan sorarlar peki doğruyu basıl anlayacağız?
Peygamber efendimiz (s.a.v) düşman oklarını takip edin nere atılıyorsa doğru oradadır. Demiştir.
Tamda günümüz insanını ve yöneticisini anlatan özetleyen hikaye geldi aklıma..
Hikâye bu ya.
Bir zamanlar Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir ARMUT çaldı.
Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator'un karşısına çıkardılar. Hırsız İmparator'u görünce ona şöyle dedi;
-"Değerli efendim, çok açtım, dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak."
İmparator dudak büker;
-"Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?"
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve;
-"Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde ALTIN MEYVE’ler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz."
İmparator kahkaha atarak;
-"Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni." dedi.
Yoksul adam;
-Haşmetlim bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım.
Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir.
Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür.
“Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz."
İmparator irkildi, suratını astı, bir süre düşündü, sonra hırçın bir sesle;
-"Ben imparator'um bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim." dedi.
Yoksul adam, tohumu BAŞBAKAN’a uzatınca BAŞBAKAN telâş içersinde İmparator'a dönüp itiraz etti.
-"Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu HAZİNEDAR başı eksin."
HAZİNEDAR başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretti.
Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçtılar.
Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü.
Başı önünde BAŞBAKANA, HAZİNADARA ve bütün görevlilere dik dik baktı ve "Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim." dedi.
Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için attı.
Herkesin ceplerinden birer altın çıkarıp adama vermesini istedi.
Sonra da gülerek;
Bas git buradan be adam, “BU GÜNLÜK BU DERS BİZE YETER” dedi.
Günümüzde hak hukuktan ayrılmayan, çalmayan, çırpmayan tohumu ekecek ne kadar insan var dersiniz?
Azda olsa var olduğuna inanıyorum.
Değerlerini bilelim.
Ders alabilenlere ne mutlu