AVRUPA’DA YABANCI TÜRKİYE’DE GAVIRCI.
Ne Avrupalı olabildiler,ne Türkiye'li.
İlk göç ; bir çift öküz,bir çayır tarla, alabilme umuduyla başladı,
Gidilen ülkelerde kalacak yer bulmak,iş bulmak, ne iş olursa yapabilmekdi amaçları.
Yeri geldi dilini bilmediği ülkede Yumurtayı marketten almak için tavuk gibi gıdaklamak zorunda kaldılar. Yeri geldi ihtiyaçlarını karşılama adına binbir çeşit maymunluk yaptılar.
Günler günleri,aylar ayları,Yıllar yılları kovaladı,alıştılar gittikleri yerlere.İzinlerini kullanmak üzere özlemlerini çektikleri köylerine geldiler.
Ama gelişleri gidişlerine hiç benzemiyordu, Oralar güzeldi,her ne kadar işleri ağır da olsa
para kazanıyorlardı alıştılar. Önce pilli radyolar,teypler,pikaplar,KODAK marka fotoğraf makinalarını boyunlarına takarak izine geldiler.
Köydekilerin şaşkın bakışları altında çektikleri fotoğrafları makinadan bir çıkarışları vardı ki peh,peh peh.Avrupa hayâliyle yanıp tutuşanları daha bir cesaretlendiriyordu anlattıkları.
Peşlerinden akın akın gidildi ama geri dönmemecesine, bir çift öküz ve çayır tarlanın daha da fazlası.
Evler aldılar. Köydeki kerpiç evleri yıkıp yerine Apartımanlar yaptılar. İki kat,üç kat kimisi dört kat yaptı, sırasıyla birinde büyük oğlan,birinde küçük oğlan,birinde Anne ve baba,birinde de kendileri kalacaktı güya izine geldiklerinde.
Bura kadar her şey tamam yalnız birde madalyanın öbür yüzü vardırki onları yaralayan bulundukları ÜLKEDE YABANCI diye hor görülürler. Türkiyeye geldiklerindede GAVIRCI diye hor görülürler.
Yinede gücenmeden memleket lerine kavuşabilme adına tatil hayaliyle yaşarlar, tatil parasını biriktirir imkanları varsa senede bir kere gelirler vatanlarına.
Gurbette yaşayanlar mutluluklarını söke söke alarak gelirler Vatanlarına adeta..
Çünkü yazın 4 kişilik bir ailenin uçak parası şanslıysanız minimum 2000€ tutar.
Birde harçlığın olacak yanında,
bir 2000€ da o ..
Yani, sevdiklerini öpüp koklamanın bedeli minimum 4000€ ...
Koskoca bir yılda vatan toprağına basabilmek için bedelini öder ve sevdiklerini bir kere görür gurbetçi.
Sonra tekrar dönüş onlar için kâbusdur aslında istemeye istemeye dönerler. Nede olsa doğduğun yer değil doyduğun yerdir aslolan. Kaderleriyle yaşamaya devam ederler gurbette YABANCI,Türkiyede GAVIRCI. Vatana kesin dönmekmi..? Uçakda tabutla. Elli üç yaşında kansere yenik düşen bir arkadaşımın hikayesini bir ŞİİR le anlatayım sizlere.
Saygılarımla.
GURBETÇİ GARDEŞ
Gavır heva’sıyla düştün yollara,
Göçtün bel bağladın gurbet ellere.
Ahdi vird eyledin serdin dillere,
Ahdinin uğruna gurbetçi kardeş.
Çekmeden zorluğun yokuş, düzünü,
Görmeden gurbetin soğuk yüzünü,
Acıyla bedene sardın hüzünü,
Gitmesin kahrına gurbetçi kardeş?
Ormanla başladın kafan almadı,
Fırın dedin,Kahve açtın,,olmadı.
Bir türlü hesabın ele gelmedi,
Yanlışı doğruna gurbetçi kardeş.
İnşaatı gördün, kaçtın dörtnala,
Madene sarıldın, aşkla dört elle,
Bedenini sardı dertler dört kolla,
Ne koydun böğrüne gurbetçi kardeş.
Neşteri vurarak yardılar seni,
Hasret kefenine sardılar seni,
Tabutla uçağa verdiler seni,
Vatanın bağrına gurbetçi kardeş.
Gazi ÇAKMAK