10.UNCU BRİCS ZİRVESİ VE TÜRKİYEYE AMERİKAN TEHDİDİ
Değerli gönüldaşlarım.
Bildiğiniz gibi 25 Temmuz da Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN Güney Afrika BRİCS zirvesine İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak davet edilmesi BRICS ile Türkiye arasında ilk kurumsal ilişki kurulması bazı küresel güçleri rahatsız etmiştir.
Bunu hazmedemeyen TRUMP Türkiye de tutuklu bulunan PAPAZ’ını bahane edip Türkiye’ye tehditler savurarak aklı sıra AMERİKA iç politikasında hiç de iyi gitmeyen durumu dikkatleri yurt dışı politikasına çevirerek TÜRKİYE üzerinden prim devşirme gayretiyle TÜRKİYE ‘yi dize getireceğini umma zavallılığına düştü.
Ama hesap edemediği AMERİKA dünyada devlet olarak yokken Türkler OSMANLI İMPARATORLUĞU’YLA dünya ya hükmediyordu.
TRUMP ‘un şunu iyi hesap etmesi gerekir ki;TÜRKİYE Irak’taki,Suriye,deki,Yemen deki, Mısırdaki yaptıklarını toparlayıp üç bin yıllık devlet tecrübesiyle hanesine yazmıştır bu böyle biline. Türkiye Amerika’nın alışkanlık yaptığı Politikasına ters düşen Devlet Başkanını önce diktatör ilan edip ve sonra o ülkeye demokrasi götürme bahanesiyle saldırıp bütün değerlerini yok edip ve bir haydut edasıyla hazinesine el koyarak Halkı inim inim inletme filmini defalarca seyretmiş tedbirini almış dır. En güzel örneği hafızamız da tazeliğini koruyan IRAK da yaşananlardır.
İşte size IRAK ‘dan bir hikaye:
IRAK savaşında babası ve annesi ölen, kendisinin de bacakları kopan müslüman bir çocuğun Irak savaşının yöneten AMERİKALI GENERAL TOMMY FRANKS’a yazdığı mektup (Daha doğrusu, Basralı şair FARUK HAZAR çocuğun ağzından yazdığı şiiri)
BEN BASRADAN ÖMER...!
Belki haberin yoktur diye yazıyorum Franks;
Önce demokrasi yağdı göklerden
Sonra özgürlük geçti üstümüzden
Palet palet…
Ve insan hakları namlularından
Yüzü maskeli adamların
Saniyede bilmem kaç bin adet.
Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım ayaklarımın koptuğunu
Babamın vücudunda
Tam on sekiz adet
İnsan hakları saymışlar.
Annem zaten yoktu
Ben doğarken
İlaç yokluğundan ölmüş.
Ambargo falan dediler ya
Anlamadım, çocuk aklı işte
Sen daha iyi bilirsin…
Sizde de barış böyle midir Franks?
İnsan hakları çocukları yetim,
ve ayaksız bırakır mı orada da?
Ya demokrasi?
Güpegündüz pazara düşer mi?
Ve zenginlik…
İnsanları korkudan uykusuz bırakır mı?
Ve kuşlar gökyüzünü terkeder mi orada da?
Babamla söylediğim son dua dilimde,
Ayaklarım hastanede,
Ve giymeye kıyamadığım ayakkabılar
Elimde kaldı…
Çocuğun var mı Franks?
Al… çocuğuna götür onları
Bir işe yarasın.
Kim bilir baktıkça,
Belki beni hatırlarsın.
“Bu nasıl demokrasi Franks?
Düştüğü yeri yaktı
Merhamet hür dünyaya
Bu kadar mı Irak’tı?”
İşte bu yaşananları toplum olarak daima hatırımız da tutup uyanık olmamızda fayda var olduğunu düşünüyorum.