Ağustos ayı gelince, içimi yeni bir heyecan kaplar. Anılar göz önüme gelir. 1960 lı yıllar, Turizm Tanıtma Derneğinde görevliyim. Beş altı arkadaş, bir arada programlar yapacağız. Topladığımız üç beş yüz lirayla ne yaparız. Şenlik yapacağız. Adı festival olsun dendi. Almanya, Brezilya festivalleri bize yakışmaz dedik. ZAFER HAFTASI yazdık. Zamanın Senatörleri, Yüzbaşıoğlu ve Eczacı Mustafa, Antepli Kültür ve Turizm Bakanına durumu anlatmışlar. Bakan benim adıma hafta da kullanılmak üzere yüklü bir para gönderdi. Kolları sıvadık. Ünlü bilginleri, tarihçileri, şairleri, sanatçıları Afyon'a davet ettik. Tarihi Emek otelinde konuk ettik. Türk ve batı müziği konserleri tertip ettik. Suna Kan konser verdi. Sergiler açtık. Gelen misafirleri, Belediye otobüsü ile Kocatepeden, Dumlupınar'a taşıdık. Anıtkaya zafer orada o günmüş gibi bayram yaptık. Şairler halk arasında halkın duygularını paylaştılar.
Kültür Müdürümüz Mehmet Tanır ile böyle bir program yapıp uygulayacaktık. Olmadı. Beni corona virüs nedeniyle Finikeye postaladılar. Milli heyecan kursağımızda kaldı. Finikede de kontrol altındayız. Denize kadar maske ile gidiyoruz. Sıcaklık ve fırtına ile evden çıkamadığımız oluyor.
Konserler, geçitler, temsiller için, geniş alanlar, düzenleme gerekir. Belediye ve Özel idarenin alt yapısı var. Halk bahçelerinin faydası olabilir. Halkımız sadece seyir yerine, bizzat yaşamak ister. Yöneticilerden bekliyor. Cumhurbaşkanı etkinliği gibi girişimler gösteriler yapılabilir.
Seneye sağ salim kalırsak Cumhuriyetin temelinin atıldığı bu topraklarda şanına yakışır, bayramlar yaparız. Yurdumuzu bölüp parçalamak isteyenlere ders veririz.