Kör, topal ve hasta gibi özürlülerle kendi evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya sizin sorumluluğunuzda olan evlerde ya da arkadaşlarınızın evlerinde yemek yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu ya da ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Bir eve girdiğinizde, Allah'ın mübarek ve güzel bir selamı olarak birbirinize selam verin. Allah düşünüp anlayasınız diye ayetlerini size böyle açıklıyor. (Nur 61)
Zekât ve Sadaka Dağıtmak
Namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz ve eğilenlerle (rükû edenlerle) birlikte eğiliniz. (Bakara 43)
Namazınızı dosdoğru kılın, zekâtınızı verin, bilin ki kendiniz için önceden ne tür bir iyilik yaparsanız onu mutlaka Allah'ın katında bulursunuz. Kuşkusuz Allah yaptıklarınızı görüp durmaktadır. (Bakara 110)
Ey iman edenler, malını insanlara gösteriş için harcayıp Allah'a ve ahiret gününe inanmayanlar gibi, sadakalarınızı başa kakarak ye kırıcı sözler söyleyerek boşa çıkarmayın. Böylelerinin durumu, üzerinde az bir toprak bulunan, şiddetli bir yağmurla üzerindeki toprağı tamamen gidip kupkuru bir taş haline gelen kaya gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir yarar sağlayamazlar. Allah inkâr eden böylesi toplumları doğru yola iletmez. (Bakara 264)
Sadakaları açıktan verirseniz bu güzel bir davranıştır. Şayet onları açıktan vermeyip gizlice fakirlere verirseniz, bu durum sizin için daha yararlıdır ve bu sayede Allah sizin kötülüklerinizin bir kısmını bağışlar. Allah yaptığınızdan haberdardır. (Bakara 271)
Kuşkusuz inanıp yararlı işler yapanlar, namazlarını dosdoğru kılıp zekâtlarını verenlerin Rableri katoda mükâfatlan vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. (Bakara 277)
Sadakalar yalnız, fakirlere, düşkünlere, onları toplamakla görevli olanlara, kalpleri ısındırılacak olanlara, hürriyetlerine kavuşmak isteyen köle ve esirlere, borçlulara, Allah yolunda ve yolda kalmışlara Allah’ın kıldığı bir mecburiyet olarak verilir. Allah her şeyi bilmektedir ve her işinde hikmet vardır. (Tevbe 60)