Gözün gam kader, kadar ağlasaydı,
Gece gündüz hep ağlardı
Gökyüzü, şu ayrılığı anlasaydı.
Yıldız, güneş, ay ağlardı
Padişah, tahttan indirileceğini bilseydi.
Kendine, tacına, tahtına, ağlardı
Gerdek gecesi, boşanmayı görseydi
Öpüşmelere sevişmelere ağlardı
Gül bahçesi son baharı duysaydı
Gül yaprağı, taze gül dalında ağlardı
Uçan kuş ,şu avlanmayı bilseydi
Kolu kanadı gevşer. Ağlardı da ağlardı
Pencerenin ölüm dumanından haberi olsa
Pencere. duvar da, kapıda ağlardı.
Şu Potanın, ateşi görünseydi
Mal mülk, makam sahibi de ağlardı
Rüstem bile anlasaydı. Bu sistemi
Gücüne kuvvetine ağlardı
Ecelin kulağı sağır. Feryadı duymaz
Yoksa kesilen ciğerlere ağlardı
Ölüm celladının, gönlü yoktur
Tek taş olsa, yine de ağlardı
Sağken ölümü görseydi
El ayak birbirinin haline ağlardı
Can çekişirken, görebilseydi
Ağlardı dişi keçi Aslan'a
Yeryüzü, çocuğunu yiyen, bir ana
Öyle olmasaydı, Ağlardı oğlunun ölümüne
Ölüm acısıyla, tatlı canını nasıl veriyor
Bir görünseydi. Şeker bile ağlardı
Kumru, Ardıç'ın, kökünden söküleceğini bilse
Bırakırdı. Ötmeyi, dem çekmeyi de ağlardı
Tabut'un, kefenden haberi olsa
Yollarda götürülürken ağlardı
-------------------------------------------------------
İnsan akıl etseydi. Dünyanın oyuncak olduğunu
Sevinmez .doğumuna, şaşkın yaşamına ağlardı
-------------------------------------------------------
D.K. C.4 - 2600--2900