Geçmiş zaman anılar – 5
Şeker dedik giyim kuşam'a geçtik. Yaz tatili sade çıraklıkla bitmiyor. Kur'an kursuna gideceksin. Yeni Han diye Taşhan'ın arkasında bir yer vardı. Köylü şehir'e geldiğinde, atını, merkep'ini oraya bağlar işi uzunsa ikinci katta odalarda geceyi geçirirdi. Şehirli birine ortakçısı peynir yoğurt yumurta getirmiş. Alış verişini yapmış akşam olmuş. Şehirli ''Bugün Afyonda kalıver'' demiş. O da peki ağam eşeği ''nereye bağlayayım'' der. Şehirli hatır için laf olsun, hatır alayım düşüncesindeymiş. Dilime bağla dilime deyivermiş. O zaman evlerde köylü barındıracak yer yok ki! (Kaç göç var, oda ayrı mesele)
Yeni han'da, Otpazar Cami imamı Ahmet Doğrusoy, namaz saatleri dışında ders veriyor. Diz çöküp oturacaksın önünde boş eski portakal sandıkları üzerinde takip edeceksin. Sure ezberlerini orada öğrendik.
Gerçi ilkokula giderken Cumhuriyet ve Namık Kemal okullarda bir aradayız. Müdürümüz Hikmet Çerçel hoca çocuğu, Namık Kemal Müdürü kültürlü insanlardı. Tatlı tatlı, (Kur'an peygamber Halifeler, bilhassa hazreti Alinin kahramanlığını anlatırlardı. Anne babamızdan sonra ilk bilgileri onlardan aldık. Süslü giyim yasaktı. Çantamız, askılı bir torba idi. Demirciler içinde bir berbere 25 kuruşa sıfır tıraş olurduk. Berber potur denilen don (önünde arkasında ilikli dizden yukarı pantalon. Bir tarafı eskiyince öbür tarafıyla değiştirir giyerdi. Berberlerin bir kısmı sünnet ederdi. Çocuklar sünnet olunca erkek olduğunu anlardı.İki kardeş (anı olsun diye Hikmet ablamın düğününde imaret cami karşı aralığında bir berbere sünnet ettirildik. Kesilmesi bir anlık amma iyileşinceye kadar sıcak suyla pansumanı çözmek çok acı bir şey. Dayanamamak ayıp sayılıyor. Sünnet töreninde misafirlere tepsiyle şeker tutulur. Tepsiye berbere verilmek üzere bahşiş atılırdı. Babam tepsi tutturmadı. Evden gömlek mendil çorap havlu ,göynek (atlet) paketi hazır verildi. Bize şimdi ki gibi oyuncak yoktu ki; bir tel tekerim vardı. Döndükçe zili ses çıkarırdı. Onu Kemal oğlu sokakta sürerdim. Biraz büyüyünce çelik çomak oynardık. Bisiklete binmeyi şimdi ki ziraat bankasının olduğu yerde öğrendim.Meydanlıktı. İki bisikletçi Kadir ve Ömer amcalar, başka birisi isteyinceye kadar 25 kuruşa binerdik.