Geçmiş zaman anılar – 3
Geçmiş zaman hayallere dalıyor insan O yıllarda birkaç terzi vardı. Şehrimiz hal binası ve bedestende.
Bizim elbiseleri, bedestende ki Hayri amca dikerdi. Bir seferinde babam başkasına diktirdi. Adam öyle usta ki ceketin cebini açıp dikmeyi unutmuş. Şimdi ki gibi konfeksiyon ne gezer. Sümerbank'ta kumaş kuyruğuna gireceksin, nasıl ne renk gelirse alacaksın. Bazen ithal İngiliz kumaşı gelir. Şans nasip işi denk gelirse. Kaput bezi basma da orada satılır. Ölmeden kefen almak o zamandan kalma gelenektir. Hatta Hac'ca gidenler, Mekkeye götürür, Zemzemle yıkar.
Çeyizlik giysi, kumaş ve bezler Ebil Kasımların mağazasında satılırdı. Ablam gelin olurken oradan almıştık. Onlarda at arabasıyla Antalya’dan getirirlermiş. Çeyiz malzemeleri 98 lira tutmuştu. Ne büyük para! Şu da bu da derken 117 lira ödendi. Hacı amca sıkışmayın oldukça getirin demişti. Veresi çeyiz alınır mı çok ayıp. Bir seferinde Hacı amca Antalyadan manifatura eşyası almış. Damlalı boğazında at arabasıyla Afyona geliyor. Yol tepesinden bağrış var şunlar şunları yola bırak, adamların elinde tüfek, mecburen bir şeyler bırakıyor. Aslında tüfek değil çomak amma ne yaparsın? Bu soygunu yapan yıllar sonra köşeyi dönecek, o gün ki tabirle Ağa olacak itibar görecektir
Ayakkabı olarak yazın yemeni (deri+ kösele), kışın lastik lapçin giyilirdi. Lapçin çorap gibi yumuşak deriden yemeniciler çarşısında dikilirdi. Lastik ayakkabı İstanbul'dan gelirdi. En iyisi gislavet marka idi taklitleri de ileri ki yıllarda yapıldı. Hızlayet gibi markalarla satıldı. Kösele pahalı olunca, yemeniler ayakkabıya dönüştü. Alttaki kösele yerine eski otomobil lastikleri dikilmeye başlandı. Dayanıklı olduğu için tercih ediliyordu.Babam amcam birlikte kösele ,deri de satmışlar. Mandıracılık olunca bırakmışlar. İyi kösele deri Hondu oğlunda satılırdı. Ebil kasımlarında bir tarihte kösele ve deri ile ilglendikleri Askeriyenin, ihtiyacını, postal bot yaptırıp karşıladıkları anlatılır.