“Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân” Adlı Kitaptan Bir Sayfa
Adanalı Ziyâ’yı hakkıyla tanımaya ve Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân adlı kitaptaki hataları, elimizde geldiği, ilmimizin yettiği ölçüde düzeltmeye devam ediyoruz. Çalışmamız sırasında Konya Mevlâna Müzesi A. Gölpınarlı Kütüphanesi’nde kayıtlı el yazması Mecmû’a(Yz. Nu: 212, vr. 61b-62a; Yz. Nu: 68, s. 12)dan metnini oluşturduğum bir gazelin Latin harflerine aktarılmış metni, hatalı okumalarla kurulan metnin yer aldığı sayfanın fotoğrafı ve el yazması metinlerin fotoğrafları birlikte verilmiştir.
Önceki yazılarımda da değindiğim gibi, sözlüğe bakmadan, mısraların anlamını oluşturmadan, kelimelerin Arap harfleriyle yazılışlarını ve anlamlarını dikkate almadan çalakalem oluşturulan metinlerdeki karışıklık bu şiirde de görülüyor. Birinci beyitte “karanlık” anlamına gelen “muzlim” kelimesinin “zulüm görmüş” anlamına gelen “mazlum” şeklinde okunup yazılması buna acı bir örnektir. Ehli ve meraklısı bilir ki bir noktanın eksizliği veya fazlalığı bile anlamı değiştirir ve “göz”ü “kör” eyler. Rabbim gözleri körleşmişlerden eylemesin...
Ziyâ, felsefî ve sosyal içerikli gazelinin bu matla beytinde;“Tok gözlülüğün gönül alan ayı (gökyüzünde) görünmez oldu; (sanki) tok gözlülük gökyüzü karanlık buluta döndü” derken dönemin yöneticilerini ve “açgözlü” insanlarını ince bir söyleyişle eleştirir...
GAZEL
Mefâ'ilün Fe'ilâtün Mefâ'ilün Fe'ilün (Fa'lün)
Görünmez oldu meh-i dil-rübâ-yi istignâ
Sehâb-ı muzlime döndü semâ-yi istignâ
Nevâ-güzîn-i 'alâdır hasîsa meskenete
Tenezzül eylemez elbet Hümâ-yi istignâ
Fakîri şâhı tutar bir cihân nedir bilmez
Sezâdır olsa cihânlar fedâ-yi istignâ
Cefâ-yı 'âleme rağmen harîf-i hûş geçinir
Hulâsa başka safâdır safâ-yi istignâ
Şeref görülse Ziyâ’ya şu köhne câme ne var
Kabâ-yi devleti saymaz 'abâ-yi istignâ
(HAFTAYA DEVAM EDECEK)