“Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân” Adlı Kitaptan Bir Sayfa
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Adanalı Ziyâ’nın Afyonkarahisar yıllarında en yakın dostlarından biri öğretmen Enver Ergun’dur. Bugün üzerinde duracağımız Mefâ'ilün Fe'ilâtün Mefâ'ilün Fe'ilün (Fa'lün) vezniyle yazılan “İhtirâk-ı Firâk” adlı gazel, Ergun’un “Vicdânî” mahlasıyla yazdığı yazıda belirttiğine göre kendisinin öğretmen olarak tayin edilmesi üzerine Çivril’de yazılmıştır.
Fotoğrafı verilen sayfanın dipnotunda, Arap harfleriyle münteşir Îkâz gazetesi ile Latin harfleriyle yayımlanan Gençliğin Sesi gazetesi kaynak gösterilmiştir. Bu tür çalışmalarda, verilen kaynaklardaki farklı yazılışları da dipnotlarda vermek gerekir. Çalışmanın tamamında olduğu gibi bu manzumede de bunu göremiyoruz.
Bu gazel üzerinde duruşumun sebebi, Arap harfli veya Latin harfli gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarda baskı hatalarının olabileceğinin düşünülmemiş olması, yapılan hataların farkına varıl(a)madan kullanılmaya devam edilmesidir. Mesela “Hulâsaten” ve “fırka” yazılışları, Arap harfleriyle münteşir Îkâz gazetesinde de Latin harflerle çıkan Gençliğin Sesi gazetesinde de bu şekildedir. Osmanlıca, vezin, kelime ve anlam bilgisi, “metin tamiri” tahsili bulunmadığı, kısacası “ihtisas” sahibi olunmadığı için bu durum fark edilememiş ve kaynaklardaki hatalı kelimeler aynen alınmıştır.
Hulâsa, Îkâz gazetesinde baskı hatası olarak “Hulâsaten” ve “fırka” şeklinde yazılan ve buradan hareketle diğer kaynaklarda da böyle okunup yayımlanan kelimelerin, şiirin vezni ve anlamı dikkate alındığında “Hulâsa” ve “firâka” şeklinde olması gerektiğini söyleyip bir benzetme ile bağlayalım. Uyarıları dikkate almadan ve alelacele, dere yatağına yapılan binaları bir sel gelip, yıkıp atmış. Felâketi, müsebbibi tartışmanın zamanı değil. Öncelikli işimiz oluşan hasarı en kısa zamanda gidermek ve ziyâya ulaşmaktır.
(Şiirlerin tenkitli metni, yakında yayımlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda verilmiştir).
(YARIN DEVAM EDECEK)