ZAM DEĞİL ARTIŞ!
Dedi ki yaz!
Olur, yazalım, iyi de, neyi yazalım?
Neyi olacak varsa zam görmeyen nesneleri, yiyecekleri, yaz. Ya da zam alamayan çalışanları, memurları hatta emeklileri yaz!
Hiç olmazsa onların sesi bari ol.
Bak millet burnundan soluyor!
İyi de yazıyoruz ya kardeşim, üzerimize düşen görevi ve elçiliği de yapmaya çalışıyoruz ya?
Ama biraz da temcit pilavı gibi falan da olmasın diyoruz hani!
Olmaz/olmaz sen devam et.
Eyvallah.
Bu, dün sabah gazeteye gelirken rastladığım bir kişi ile yapmış olduğum ayaküstü bir söyleşi.
Adam hem dertli, hem de kızgın!
Ne yapalım, bu günkü dünya bu ve bu dünyada yaşananlar da bunlar!
Bunu çözmek ya da değiştirmek de seçmenin elinde.
Bekleyip görelim bakalım. Kim haklı, kim haksız?
***
Yolda giderken altın kapaklı bir zarf bulsan, üzerinde de günümüzün yapılacak olan zam listesi yazıyorsa, vallahi kimse eline almaz, alsa da onu fırlatır atar.
Çünkü bu millet böyle gösterişli/cafcaflı söylemleri/vaatleri ve nesneleri kulağına/eline çok aldı, o açıdan arkasından gelecek olan yağlı kazıkları da iyi bilir.
Her zamanki ve bu günlerde de yaşananlar gibi!
İnsaf be kardeşim diyorlar…
Bu yapılanın hakla, hukukla adaletli paylaşımla da hiç bir alakası/ilgisi de yok hani.
Nasrettin Hoca misali; “ ölme eşeğim ölme, yonca bitecek sen de yiyeceksin” hesabı gibi!
Ama o yonca bile ücret yönüyle efelenip kafasını kaldırmış vatandaşa bakıyor! “Benim ücretim bu, ya senin ki ne” der gibi?
Olsun bakalım. Onun efeliğine de saygımız var diyorlar.
***
Ama ülke ve geleceği adına da öyle önemli bir yapı var ki bundan da kimse kaçamaz hani?
Gelecek olan her türlü kötü yapıya da ortak olmak/göğüs germek/ yardım edip desteklemek, bu Türk Ulusunun fertleri olarak da hepimizin namus borcudur/görevidir diyorum…
Hani aynı değerli Ata’mızın dediği; “ söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözü gibi!
Çünkü bu işin ötesi olmaz!
Fakat bu derece insanlar arasında ekonomik anlamda yaratılan uçurum da kabul edilir gibi de değildir hani.
Birileri pasta/börek yerken, yakınlar ve akraba vari kişiler(nepotizm) de her türlü olanağa, işe malik olurken…
Birçok vatandaşlarımızın da iş bulamayıp, ekonomik olarak sıkıntı çekip inim/inim inlediği duyulurken/görülürken…
Bunca zamdan sonra çalışana yapılan okşayıcı sözlerin arkasından gelen maaş artışları, bu cici bayanların/beylerin zurnasının deliği kadar bile olamaz diyorlar.
Hani hak/hukuk ve adalet nerede?
Ne dinimizde, ne vicdanlarımızda, ne de hukuki / adaletli paylaşımlarda böyle bir uygulama yok ve de olamaz diyorlar.
Yazık!
***
Önerimdir; şimdi elinize bir elektrik faturası alıp bakın bakalım.
Eskiden kayıp/kaçak bedelleri vardı ama şimdi ise pek gözükmüyor!
Ama “ neredeyse yakılan elektrik sarfiyatının yaklaşık olarak bedeli kadar da bir ”elektrik dağıtım bedeli de” alınıyor hani!
Ne varsa da bunun içine dâhil etmişler!
Yani bir aylık fatura bedeli fatura 107.00 ise bunun 34.06 lirası yalnızca elektrik dağıtım bedeli.
Her ay neyi dağıtıyorlarsa?
Ivır zıvırı da hariç!
TRT payı, KDV ve Tüketim vergisi de cabası!
Bu elektriği yapmasalar, dağıtmasalar kimden ne alırlar ki?
Her ay kesilen bu para bana göre sorma ver ücreti gibidir.
Bir kere dağıtıyorlar…
Ömür boyu dağıtım ücreti alıyorlar!
Yazıklar olsun bu mu adaletli ve vicdanlı yapı?
Var mı bakan/denetleyen diyorlar?
***
Başka ne diyor vatandaşlarımız?
Her şeye %25, emekliye ve çalışana da n%5- %4 zam !
İnsaf be kardeşim.
Ama burada haksızlık yapmayalım da biraz daha bekleyelim bakalım, çalışana ve emekliye ne verecekler?
Neyi verecekler?
Bekledik/bekledik havamızı da aldık diyorlar.
***
Bakın bir de neyi diyorlar?
Hani emekliler dernekleri var ya?
Ne dernek ama?
Ne iş yaparlar merak etmekteyiz doğrusu?
Oysa bunca emekliden kestikleri aidat ne hesaplanıyor, ne de denetleniyor!
Ne alan var, ne de soran?
Al kömürü, ver odunu iş tamam!
Hele sosyal güvenlik kurulu üyesi olan beyefendi?
Hatırlarsanız elinde çiçekle dolaşıyordu.
Üyelerine de hayırlı haberler vermek için elinde çiçekle dolaşsa ya diyorlar?
Emekli maaşı var, Allah ziyade etsin.
Sosyal Güvenlik Kurulu üyeliği var, bir de sendika başkanlığı rüsum bedeli falan var!
Gözü olanın gözü çıksın ama üyelerinize de bakın üyelerinize de ve de verilen maaşa, zamlarına bakın diyorlar!
Ama ne gezer?
Her kesin kendi dünyası, kime söylüyorsun desene?
Çünkü devran bu, yersen kardeşim diyorlar!
***
Vallahi hem yazıyorum, hem de gülümsüyorum…
Niye ki acep diye sorulduğunda da?
Bu gülmek/gülümsemek her kese yakışıyor be kardeşim.
Bunun başka türlü izah tarzı yok.
Lütfen sizler de gülün/gülümseyin, çünkü gülmek/gülümsemek, yalnızca insan işidir, diyorum!
Selâm saygı bizden.