VATANSEVERLİK!
VATANSEVERLİK!
Şu yazdıklarımın ve yazacaklarımın siyasetle hiç bir alakası yoktur, yalnızca halkın duygularını dile getiriyorum diyebilirim, biline!
Ammaaa; ne çare ki devletler de halkın/seçmenin seçtiği bu siyasi unsurlar tarafından yönetiliyor.
İyi yöneten alkış alıp bir daha seçiliyor, bunu başaramayanlar da hükümet dışı kalıp sözde muhalefet görevini yapıyorlar!
Ve eninde sonunda bu devran da değişiyor!
Bu demokrasiyi benimseyenlerde ve var olan yerlerde yani; kalkınmış/ kalkınmaya yüz tutmuş ülkelerde ve de ekonomik veya kültürel anlamda gelişmiş olan ülkelerde var!
Ya bizde?
Halkın söylediğine göre böyle bir yapı yok, parlamento bile işlevliğini yitirmiş ama formalite olarak var ve devlet adı başkanlık denilen tek adam yönetimi sistemiyle yönetiliyor, ne çare ki bu böyle diyorlar.
Yani demokrasi/ meritokrasi falan şimdilik hak getire diyorlar!
İşte böyle bir yapı içersinde ülke yönetilirken sözde; müttefikimiz olan, Nato ve AB üyelikleriyle de iç içe birlikte yaşadığımız bir ABD başkanı tarafından olmayan bir mantık ve bakışla, kin/ nefret içeren tehdit söylemleriyle ulus olarak karşı karşıya kalıyoruz!
Hem de ne karşı karşıya kalma?
Bu Sayın Trump’a gafı ve uçuk sözleri çok ama bize karşı da hiç de yakışmadı diyorum.
Peki, ne diyor?
“Türkiye benim çizdiğim gidişatın dışına çıkarsa (Suriye) onu ekonomik olarak mahfederim, aynı geçmişte olduğu gibi” diyor!
Hani söylenecek söz, verilecek olan cevap çok ama…
Ya sabır!
Bize de yetkililer varken yakışmaz hani.
Ama yine de protesto edildiğini bilmeli!
Çünkü halkımız kızgın ve tedirgin!
Doğru ama ülke çıkarları adına bir politika izlenmelidir diyorlar!
Bu nasıl orta doğu projesidir, bu nasıl bir müttefikliktir, bu nasıl bir orta doğu eş başkanlığıdır diyorlar?
Fazla detaya girmeye gerek yok ama ben bu ülkede kanını/ canını, ülkesi ve vatandaşlarının özgür yaşaması adına verecek olan milyonlarca insan olduğuna inanıyorum!
Çünkü Çanakkale ve İstiklâl savaşı bunlardan yalnızca son yaşanan iki örneğidir.
Haa geçmişte olduğu gibi buna uymayanlar da olabilir, o ayrı bir mesele!
Ama Türkiye Cumhuriyeti Devletine gelmeden önce, Biz 15’inci Türk Devletini kurduğumuzda (Osmanlı imparatorluğu 1299) daha dünya coğrafyasında Amerika diye bir devlet yoktu!
Bundan yaklaşık 400 yüz yıl sonra kurulan bir Amerikan devleti oluştu, yani 1776 yılı gibi!
Unutulmasın ki biz her zaman bir devlet olarak bu dünya coğrafyasında yerimizi onurumuzla alırız…
Geçmişte yaşanan Osmanlı öncesi 14’üncü Türk devleti gibi!
Amma Amerika bir giderse bir daha yerine gelemez çünkü kök yapısında Amerikalı diye bir şey yok, onların yalnızca yerlileri var!
Ama onları bile yok ettiler!
Astekler, maya’lar, ve her tür kızıl derililer!
İşteee…
Böyle bir bakışı ve söylemi millet olarak kabul etmiyor, kınıyor ve yok sayıyoruz.
Dilerim hatasını giderir.
***
Ben buradan ilimizi ve ülkemizi seven vatanseverlere sesleniyorum:
Bu söylemim de yukarıdaki yazıyla ilgili değildir!
Ülkeni, ilini ve insanlarını seviyorsan; ciğerlerinden gelen ve mikrop yuvası olarak bilinen o tükürüğünü, o balgamını ve de içtiğin sigaranın izmaritini lütfen yere/sokağa atma!
Çünkü bir vatansever bunu yapmaz.
Dilerim bu isteğimiz de yerine gelir.
Sevgi/saygı bizden.