VATANDAŞIN BEKLENTİSİ NE?
Buna iki açıdan ele alarak bakmak lazım!
Biri; AKP ne yapar/ne yapmaz, ne getirir/ ne götürür, hiç düşünmeden ve muhakeme etmeden siyaseten dinsel/tarikatsal yandaş olanların bakışı olarak görünse de…
Bir diğeri de; bu bakışa ve düşünceye karşı olup, kendi inançları, beklentileri doğrultusunda insanca yaşama gibi bir düşünceyle, geleceğe umutla bakmak isteyen insan kitlesi olarak gözükmektedir.
Bunların ilk paragrafta olanları, biat kültürüyle ve inancıyla hareket edenler olarak dururken…
İkinci paragrafta tarif etmeye çalıştıklarımız ise, çok geniş bir satıhta, çok renkli ve çok kültürel bakan, yarınına/ yaşamına/beklentilerine göre oy kullanan geniş bir kitlenin insanları/seçmenleri olarak karşımızda durmaktadırlar.
Aslında bu kitle olduğundan da daha fazladır ama iletişim ve fikir paylaşımı noksanlığı nedeniyle bu kadar gibi algılanmaktadır.
***
Ne isterler olayına gelince:
Ben AKP seçmeninin, yukarıda da bulunan ifademle, rejimsel/dinsel ve bireysel beklentisi olanlar olarak gördüğüm gibi, yapılan bu rejim değişikliği içinde de, çok enteresandır, yarıdan fazlasının da bilgisi bile olmadığına inananlardan biriyim.
Oysa diğer kitle, ne istediğini ve nasıl olmalıdır düşüncesini söyleyenlerden, savunanlardan hatta önerenlerden oluşmaktadır.
Başta insan hakları, yargı ve hukukun üstünlüğü olmak üzere!
Bu iki maddelik olayın yanına; devletin vatandaşına hizmet verme zorunluluğu arz eden iki madde daha konulduğunda, “işte bu” diye her kesimin, hemfikir olduğu bir sistem ortaya çıkar ki buna da hayır diyen bir beynin olacağına asla inanmıyorum.
Aslında buna insan hakları çerçevesi içersinde dört madde olarak baktığımızda;
Bir- Eğitim.
İki- Sağlık.
Üç- Ekonomik özgürlük!
Dört- Hukukun üstünlüğü olarak görürüz.
Devlet yöneten her siyasi parti mensupları da bunları görmek ve uygulamak zorundadırlar!
Biri noksan olduğunda veya askıya alındığında, siyasi alandan eninde sonunda çekilmek veya erimek zorunda kalırlar ki...
Tarih bunu hep böyle göstermiştir!
İşte tam da öyle bir zamana girmek üzereyiz!
***
Ama başta şunu da ifade edeyim ki; iktidara muhalif olan bu geniş ve ayrıcalıklı kesimin toparlanmasına fırsat bile vermeden her an, her zaman erken seçime giden bir kararname bile çıkabilir!
Her an her şey olabilir!
Çünkü pabuç bağlıdır!
Bunu böyle görerek ve bilerek istişareler veya plâtformlar yapılmalı/ kurulmalı, dahası B plânlarının görüşülmesi gereken toplantılar düzenlenmelidir derken…
Ama hani nerde o siyasi yapı diye sormaktan da kendimizi geri alamıyoruz?
***
Bu geniş ve çok renkli seçmen, bu konuda merakla yapılacakları beklerken, bazı siyasi partilerdeki huzursuzluk ise oldukça dikkat çekmektedir!
Başkanlık seçimi sırasında, MHP’nin ne olacağı, ne yapacağı, bu tutumuyla belli iken, buna muhalif olanların da nasıl bir bakış, nasıl bir tutum içersine girecekleri konusunda, beklentiler oldukça fazladır.
Bunu açıkça ifade etmek gerekirse; Sayın Bahçeli ve yandaşları bu başkanlık seçimlerinde AKP saflarında erirken, ilkeleri ve inançları doğrultusunda mücadeleden vaz geçmeyecek olan muhalifler ve destekçileri de nasıl bir yöntem uygulayacaklardır, büyük merak konusudur?
Ben bu muhalif kitlenin, bu sisteme boyun eğmeyeceğini ve bunun mücadelesini verecek geniş bir kitleye de sahip olduklarına inananlardan biriyim.
Sayın Bahçeli destekçileri %05 ise, bu muhalif kitle de daha şimdiden %10’nun üzerindedir!
Bunu görecek ve yaşayacaksınız.
***
CHP ise, hiç düşünülmeyen, akla bile getirilmeyecek olan, hem de böyle bir zamanda, bazı konuların akımına kapılmıştır!
Özrü kabahatinden büyüktür!
Çünkü düşünce ve söylem özgürlüğünü savunan CHP, böyle bir zamanda fikrini söylemek isteyen Fikri’nin peşine düşmüştür!
Daha neler?
Hayret değil mi?
Hayır olsun bayanlar/baylar diye sormadan edemiyorum?
Umarım yakın zamanda toplumun beklentisi olan doğrultuda bir yapıya girer ve bu ayıba da son verir.
Gün parti içersinde birbirini yeme/yok etme günü değil, gün, birlik ve beraberlik günüdür.
Halk sizden yapılması gerekenleri beklemektedir.
***
Konu o kadar geniş ama sayfalara da sığdırmak zordur.
Ama beklenenlere baktığımızda; ülke eğer iki kutba ayrıştırılmış ise ki bu maalesef böyle yapılmıştır, bu ayrı düşüncedeki istemler ve bakışlar da hep birlikten yana olduklarını ifade etmektedirler.
Biri menfaat ve iktidar erkine yakın olma düşüncesinde iken, diğerlerinin beklentileri ise insan hakları ve hukuk özlemi içersinde olduklarıdır
Sakın hukuku ve üstünlüğünü asla azımsamayın!
Vee asla da es geçmeyin!
Çünkü insan ve canlı yaşamının olmazsa olmaz koşullarından biridir!
Her türlü acılar/sıkıntılar çekilir, biter ve geçer ama hukuk her zaman eninde/sonunda galip gelenlerdendir.
Lütfen asla unutmayın.