Kim vardır ki ben bu vatanı ve insanlarını sevmiyorum desin?
Demezler kardeşim, diyemezler!
Çünkü diyemezler!
Bunu da kısaca ve sessizce birazcık dillendirmeye çalışalım bakalım neler gözükecek?
Evet, bu güzel ülkede bu hemen/hemen yok gibidir desek de...
Yine de aykırı gidenler, art düşünceler ve gözü ayrı değerlerde olanlar var be güzel dostlar, var!
Hem de, “Cinsini sevdiğim, cinsine çeker” babından!
Yazık değil mi?
Hem de ne yazık.
Ne istersin bu bize yurt olan vatandan ve halkından?
Değil mi ama?
Cinslik işte, geni bozukluk, devşirme soyluluk işte!
Bunlar, hepimizce malum olsalar bile, hani demokrasi ve insan hakları diyoruz ya, işte bunun içine sığınarak az olsalar bile, yine de ayakta durmaya çalışanlardır.
Irksal ve dinsel farklı bakışlarıyla da bunu zaten ortaya koymaktadırlar!
Asil bir adın; gül gibi bir kutsal kitabın ve dinin, şanlı bir tarihin ve de bayrağın var…
Ne istersiniz değil mi?
Yezit olasıcalar!
Böyle güzel bir coğrafya sana, sizlere, hepimize yurt olarak sunulmuş yaşa işte…
Benim yurdum, benim vatanım, benim bayrağım de işte...
Ama demezler!
Çünkü atalarımız hani derler ya; “ suyu bozuk soyu bozuk” diye, aynen böyle işte.
***
Bunlar, parti kuranların bile haricinde, siyasi erk kimin yanındaysa onların da yandaşı gibi içlerinde yer alıp varlıklarını sürdürmektedirler!
Bilmem fazla detaya gerek var mı?
Bence yok.
Çünkü bu tür insanların görevi; kendi ırksal ve inanışsal totaliter yapılarını kurma hayalleri de hiçbir zaman için yok olmamıştır, olmazlar da!
Örneğin; Feto’cular gibi!
Ancak, “Balık kavağa çıktığında” tabii desek de, bundan da asla vazgeçmezler!
Irksal bakanların dışında, Emevi’ler dönemindeki hariciler gibi döne/yuvarlana günümüze kadar gelen Saf afi niyetliler bile vardır!
Bunların bu cin yapısı açığa çıktığında da, inanın bunları susturamazsınız, ayıklayamazsınız ve de sonlandıramazsınız.
Çünkü bukalemun gibi hemen başka kuruluşlar içersinde de yerlerini alıverirler…
Renk değiştirir, yaşamlarına ve ideolojilerine göre devam ederler!
Ve de insan haklarından, haktan/adaletten ve de öyle bir vatan/millet sevgisinden bahsederler ki hayret edersiniz.
Sanki insanlık havarisi kesiliverirler.
Ta ki siyasi erk ellerine geçinceye kadar!
Bu konu aslında böyle kısaca ifade edilir gibi de değildir ama bu da böyle bir zamanda bizleri aşmaktadır.
Ama geçmiş tarihimize baktığımızda bu tür olayları ve erklerin sonlanmalarını 15 Türk devleti içersinde görmek mümkündür!
Tanrım, ülkemi ve insanlarını korusun.
Ayrıca biline ki; her tür inanca ve kültüre de saygımız sonsuzdur, insan gibi yaşadıkları surece, ancak; yurduma, insanına ve bayrağıma saygı gösterdikleri surece tabii ki.
O nedenle, bu işin ötesi bu ülkede olmaz!
Çünkü bunun örneği verilmiştir!
Dünyadaki mazlum devletlere bile örnek olacak olan, ülkemizi istila eden emperyalistlere karşı verilmiş olan bir istiklâl savaşımız var, bir bağımsızlık ruhumuz var, bir “Üniter Devlet” olma isteğimiz/arzumuz var!
“Ne mutlu Türkiye Cumhuriyeti Devletine” dersek de yakışır değil mi?
Yapılması gereken tek yol; bilmek, öğrenmek ve öğretmektir.
Yüce Tanrım Alak suresinin 1. Ayetinde kutsal kitabında ne diyor?
“ Öğren, öğret, yani “oku” diyor.
Bunun başka yolu yok!
Gülen yüzleriniz solmasın inşallah.
Sevgi/saygı bizden, değerli okurlarımız.