VALLAHİ BİR ŞEYLER VAR! (2)
Zamanın berrinde bu isim altında bir yazı yazmıştık…
Hani İstanbul’da ilk yapılan yerel seçimler sonrası falandı!
“Vallahi bir şeyler oldu ama ne”, anımsarsanız işte bunu yorumlamaya çalışmıştık.
Hadi hep beraber bu yazıyı bir kez daha okuyalım bakalım neler yazmışız?
Çünkü hayat bu, zaman çabuk geçiyor!
Korkmayın okuyun lütfen, kimsenin başına falan taş düşmez hani.
Bunu da ancak küçükken salıncaktan düşenler falan okumaz.
Çünkü öğrenmek istemiyorlardır da ondan.
Siz yine de okuyun dostlar.
Çünkü dünyanın kaç köşe olduğu bu yazıda var!
Millet bu.
Dalga geçmeye veya alaya almaya gelmez…
Köşeyi/bucağı gösterir insana!
Daha da göstereceğinden maada!
***
Ne siyaset ama?
Kutsal değerimiz, ibadethanemiz olan camilerin dahi ta içinde sabah kahvaltısı bahanesiyle siyaset yapanları görmek/duymak, ne kadar yanlışsa ve üzücüyse…
Bu seçim sonuçlarıyla ilgili de söylenenleri ve yapılmak istenenleri de vatandaşlar o kadar sakıncalı/ hatalı bulmuşlardır!
Ne kadar üzücü, yanlış bir tutum ve bakış diyorlar.
Yazık!
Peki, seçim sonuçlarına göre bazı siyasiler ne diyor?
“Bir şeyler olmuş ama ne, bilemiyoruz, bulamıyoruz”?
Yani seçim sonuçları böyle olmamalıydı diyorlar!
Neden?
Çünkü seçim kaybetmek akıllarının ucundan bile geçmemiş, düşünmemişler bile de ondan.
Hayret değil mi?
Oysa bu bir seçmen kararı ve tercihi!
Hem de ne hayret!
***
O zaman bu gün halk tabiri ile dananın kuyruğu kopuyor demektir!
Çünkü seçimlere olan itirazın sonucu, YSK tarafından bu gün karar verilip açıklanacak.
Karar ne çıkarsa çıksın; bunu hakikatlara ve hukukun üstünlüğüne inanan insanlar olarak tabii ki saygıyla karşılayacağız.
Ama…
Bu sonuçlara gelmeden önce; kendi halinde yaşayan insanlarımız için, bu acı reçeteli ekonomik yapının vatandaşlar üzerinde ne kadar ezici bir etki bıraktığının gözlemini yaptınız mı?
Çünkü sonuçta bunlar bir seçmen ve de insan.
İnsan gibi de yaşamak istiyorlar.
Emeklisinden köylüsüne yani çiftçisine…
Çalışanından esnafına…
Emekli olamayanından, iş bulup da çalışamayanına…
Çeşitli branşlarda üniversite bitirip de atanamayanına…
Emekli olup da gözü kulağı yapılacak zamlarda olana kadar!
Derdiniz belli ama çözümünüz de şudur, biraz bekleyin bakalım diye hiç dediniz mi?
Neredeyse %30 ları bulan enflasyon karşısında verilen %5 lik maaş artışının insanlara nasıl bir etki bıraktığını sordunuz ve bunun çözümü için de reçetemiz şu, dediniz mi, hiç düşündünüz mü?
Siyaset olarak bunların hepsi sizin yarattığınız sorunlar!
Vatandaş ne yapsın, seçmen ne yapsın?
Onlar da, oylarıyla bu olayları böyle sonuçlandırmışlar, buna kimin ne diyeceği olur ki?
Demokrasi varsa, demokratik ülkelerde seçmenin üzerinde başka güç yoktur.
Büyüklerimiz hep öyle derdi.
Bana göre de yok.
O halde “ muhakkak bir şey var ama ne” demek, suçlu/hatalı aramak neyi getiriyor bir bakın lütfen.
Siyasette kazanmak da vardır, kaybetmek de.
İyi yaparsan takdir alır alkışlanır ve desteklenirsin…
Kötü yaparsan da, yeter artık diyen seçmenle karşılaşıp oy ve destek de alamazsın!
Olacağı bu.
Bu da böyle olmuş!
Bunun ötesi olmaz.
***
Daha önceleri “ bu ülke ne çekiyorsa hep koalisyonlardan çekiyor” diyerek, bu yanlış gördüğünüz sistemden kurtulmak gerekir istemiyle, vatandaşa oylatan ama sonrası da bu ittifak sistemini getiren ve uygulayan da yine hep sizlersiniz.
Vatandaş ne yapsın?
Ne yapsın kardeşim ne desin?
Gördükleriyle, aldıklarıyla, duydukları ve yaşadıklarıyla tercihleri bu kadar!
Kararını ve oyunu buna göre vermiş!
İlçeler bazında partinize ama Büyük Şehir seçimlerinde de değişik adaya oy vermiş.
Bu da bariz bir şekilde meydanda!
Ama hak aramak ve itiraz hakkını kullanmak da tabii ki yasal hakkınız.
Ama yaşananlar üzücü ve itici!
Hele; “ bir şeyler var ama ne” denilmesi de biraz komedi gibi!
Hele “çaldılar” sözü felâket!
Hiç yakışmıyor!
Çünkü varsa çıkarır, işte ispatı veya deliller diyerek bir dosya yapar, yargının önüne bırakırsınız.
Vatandaş ta bunu izler ve olayı görmüş olur.
Amaç, gerçekler ve seçmenin özgür iradesinin ne olduğunu görmek değil mi?
İşte bu.
Bakalım bu gün nasıl bir karar çıkacak?
Demişiz!
***
Ya şimdi?
Peki, ne oldu?
Ne olacak; vatandaşın en çok kızdığı, oylar için “çaldılar” kelâmı idi, bunun cevabını da oylarıyla vermiş oldu!
Peki, çalınmış mı?
Hayıııır…
Tam tersi 800 yüz küsür bin fark yaptı!
YSK’ya bile ders verdi, parmak salladı!
Haksızlık ve yanlışlık karşısında onurluca bir duruş sergiledi.
Bakalım bu duruş yakın süreçte yapılacak olan genel seçimlerde de kendini gösterecek mi?
Yakın süreç diyorsun hayır ola?
Hayır/hayır!
Hani yeni oluşacak partiler var ya, onlar kurulduktan sonra yapılacak olan seçim anketleri neticesi gözlenecek!
Eğer zafiyet varsa, onlar seçimlere girmeye hak kazanmadan hemen seçime gidilecek, dediğim bu.
Yoksa kim ne yaparsa yapsın bu duruma göre sonuç belli.
Yani?
Yani Abbas yolcu!
Amaaa?
İttifaklar var, ittifaklar!
Sayın Akşener, iki de bir biz anahtarız deyip duruyor!
Acaba ne tarafın anahtarı olacak belli değil?
Bir de “maymuncuk” falan diyenler var!
Bakalım bunlar ne yapacak?
İşte ülkenin geleceğini bunlar belirleyecek.
Ama “dün dündür, bu gün de bu gün” olayına alışkın insanlar bunlar!
Ne yapacakları da hiç belli olmaz?
Fakat tersi falan olursa da hani, şunu bilin ki İYİ parti diye bir şey kalmaz!
Çünkü inananlar, umutlar ve bekleyiş, mevcut iktidarla beraber olunsun, bu yönde ittifak yapılsın diye oluşmadı!
Umut burada diye bu parti oluştu.
Bunu lütfen iyi okuyun!
Hem de ne oluşum?
Ama siyaset bu, yarınlarda ne olacağı belli olmaz?
Vatandaş ölmüş, yanmış, acı çekmiş, Cumhuriyet rejimini yok etmek isteyenler varmış, bunlar umurların da bile olmaz.
Varsa yoksa siyasi erk olur!
Siyasi güç olur.
Başka ne olacak ki?
Bütün bakışlar şimdilik bunu gösteriyor!
Önce var olacaklar, sonrası Allah kerim.
Bekleyelim görelim bakalım, neler olacak?
Selâm/sevgi/saygı bizden.