Bir ömür desem yalan olmaz hani.
Hem de Ulu Tanrı’nın verdiği bir ömürden!
Onurunla/şerefinle patronuna veya devletine bir ömür çalış, hizmet et…
Nasip olursa sağlıklı bir şekilde emekli ol…
Ondan sonra bir de sana yapılanlara baka/baka ömrünü karartıp, vadeni bekle!
Ne yaşam ama değil mi?
Sakın buna da Tanrı’nın takdiri falan demeyin!
Çünkü Tanrı sana baştan demiş!
“ Ben seni etten/kemikten/kandan yaratıp, sana el/ayak ve bir de akıl verdim. Elçim ile kitabımı da gönderip gideceğin yolu ve hayatın çizgisini de sana gösterdim. Bundan sonrası sana ait” diyerek senin yaşam yolunu çizmiş!
Peki, sen ne yaptın?
Bunlara kulak vermeyip kendi kafana göre yaşamaya başladın ve insanlık aleyhine, Hak/hukuk adalet yerine, bunları hiçe sayan kişilere/siyasi oluşumlara omuz verdin!
Acıma duygusunu ve insan sevgisini; “ bunlar bizden veya bizden değil” diye ayırım yapanlara gönül verip destekledin.
“Al şimdi başına düşen karı erit bakalım, şayet eritebiliyorsan”, dersem de bana da kızarsınız.
Ama kızmaya da hiç hakkın yok.
Çünkü sen bu durumlara düşünceye kadar, hem Ulu Tanrı’nın, hem de sosyal adalet adına sana söylenenlere hiç kulak vermedin!
İşte bu hayat böyle!
***
Bir taraftan saraylar/köşkler yapılıyorken…
Bazıları; ikişer/üçer maaş alırken…
Bir taraftan da, senin ananın ak sütü gibi helâl olan emekli parandan, bu tür harcamalara para yetmediği için, şimdi senin maaşından %5 sağlık sigortası keseneği ve desteği adı anlamında kesintiler yapılacak deniliyor öyle mi?
Yazık be!
Vallahi yazık!
Bu da yetmiyormuş gibi; gariban emeklilerin kutsal bayramlarımızda verilen bayram ikramiyesini bile yeni bir yasa ile kesecekleri söyleniyor!
Dilerim bu Asparagas bir haberdir, ben de basının ve medyanın yayınlarından alarak yazıyorum ama konusu bile milyonlarca emeklinin kafasını karıştırıp, acaba mı ki diyerek üzüntü ile karşılanıyor!
Bu da yazık!
Hem de ne yazık.
Devletin vereceği üç kuruşluk bu ikramiyeyi bile bizlere/sizlere çok görüyorlar.
Neymiş efendim?
Ekonomik sıkıntı gerekçesiyleymiş!
Vay anasını be!
Devlet kadrolarında iki veya üç maaş alanlar varken,…
Olmadık fiyatlarla kiralık otolar, binalar varken…
Esas bunlar israfa ve dikkate alınmaz iken…
Sen gel zar/zor geçinen emeklinin maaşına ve yılda biz kez alacağı bayram ikramiyesine göz dik!
Olacak iş mi bu sevgili okurlar ve emekli kardeşlerim?
Olacak iş mi bu?
Nerede bu yiyip, içip yan yatıp, iki/üç maaş alan ve dilleri bir karış çıkan emekli dernekleri?
Nerede bu garibanların haklarını arayacak olan, sendikalar, kuruluşlar?
Hiç mi yok?
Ayıptır beyler ayıptır!
Yazıktır beyler yazıktır!
“Elle gelen düğünle bayram” mı diyelim?
“her koyun kendi bacağından asılır mı” diyelim?
Yoksa “hak/hukuk/adalet mi” diyelim?
Takdir emekli kardeşlerimiz.
***
Hepinize sevgi/saygı sunuyorum ama üzüntülüyüm.
Çünkü “ “vurun abalıya” bakışı hiç de iyi bir bakış değildir.