SİYASET VE İDAM!
Şu günlerde yine gündeme gelen ve kendini adeta Ombudsman zanneden bazı kişilerce olmayacak bir şekilde dillendirilen bu idam konusu, oldukça şişirilerek yanlış bir kulvara doğru itilmek istenmektedir.
Kim ne söylerse söylesin, kim nasıl yorumlarsa yorumlasın ama bu doğru bir yol/yöntem değildir.
Hukukçu falan değilim ama evrensel olarak insan hakları konusunda ufak ve az olsa da, bazı bilgilere sahibizdir.
En azından uluslar arası plâtformda, ülkeler arası hukuki anlaşmalara sığmayan bu bakış, bu söylem, gazlama olarak değerlendirilen bu yapı, ülkeme ve insanlarına da asla bir getiri sağlamaz.
Dilerim bu konu, siyaset dışı olarak aklını kiraya vermeyen hukukçular tarafından irdelenerek, hukuki anlamda ülke ve insanları yararına bir sonuca bağlanır.
***
Bunu çözmek ve yaşatmak adına bu konuyu dillendirenler de, önce insan haklarına dayalı Kadın/erkek eşitliğine inanmalıdırlar!
Bu yoksa zaten gerisi hiçbir zaman için sağlıklı olarak gelmez ve de yaşamaz.
Kadınlarımıza karşın, bu yıllarda artan şiddet olayı ve ölümlü vakalar hepimizi inanın derinden yaralamaktadır.
Bunun önüne geçebilmek de, ille de idam cezasını geri getirmekle değil, uluslar arası hukuki plâtformda yapılan antlaşmalara göre, ceza yöntemlerini gözden geçirerek, bu günkü yasaları daha da ağırlaştırmak suretiyle de olabilir.
Yapılan bu canice olaylar, tabii ki asla tasvip edilen bir eylem şekli değildir!
Her gün, hepimiz, inanın son derece üzüntü duyuyoruz.
Bu barbarca yapı tabii ki ancak caydırıcı cezalarla durdurulabilir.
Ama hele siyasilerin söylemlerine baktığınız da, oy almaya yönelik içe oynanan yapı, inanın hepimizi de ürkütmektedir!
Sanki adeta dikta bir yapı varmış gibi, yasal çizgide formatlanıp “ getirin onaylayalım” ifadelerini de asla doğru bulmuyorum.
Hukuk/hukuk/hukuk!
Ötesi yok!
Çünkü bu yarınlarda hepimize lazım olacak.
***
Geçen gün vatandaşın biri, insan yaşamına dönük bir bakışla liste yapmış bunları dillendirmeye çalışıyordu!
Ne kadar acı!
Ne diyordu?
Ne orman, ne nehir, ne koy!
Ne sit alanı, ne deniz, ne de deprem bölgesi…
Ne adil paylaşım, ne adalet, ne de dürüstlük kaldı!
Aranıyor, demiş!
Dilerim hepsi düzelir ve bu millet gülüş/çığrış mutlu bir şekilde yaşamına yine devam eder!
Ne zaman derseniz?
“Sakın balık kavağa çıkınca demeyin de”?
Hafifçe bir tebessüm yeter.