Ey oğul
Artık Bey’sin!
Bundan sonra…
Öfke bize, uysallık sana.
Gücenirlik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoş görmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana.
***
Ey oğul, sabretmesini bil,
Vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma;
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
***
Ey oğul, işin ağır!
İşin çetin.
Gücün kula bağlı!
Allah yardımcın olsun...
Güçlüsün, kuvvetlisin,
Akıllısın, kelâmlısın!
Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen…
Sabah rüzgârında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın!
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir.
Bütün bilinmeyenler, fetih edilmeyenler…
Görünmeyenler, ancak sen faziletli ve ahlâklı olursan gün ışığına çıkacaktır.
***
Ey oğul!
Ananı, atanı say!
Bereket büyüklerle beraberdir.
İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin.
Açık sözlü ol!
Her sözü üstüne alma.
Gördüğünü görme…
Bildiğini bilme!
Sevildiğin yere sık gidip gelme!
Ey oğul!
Üç kişiye acı.
Cahil arasındaki âlime…
Zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene!
Ey oğul!
Unutma ki,
Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklıysan mücadeleden korkma!
Diyor.
***
İşte böyle sevgili okurlarımız.
Bu vasiyetten, bu günkü yapıya karşı yoruma açık olan birçok nedenleri de görmek bana göre erdemliktir.
Ama görebiliyor ve seslendirebiliyor musunuz ki?
Yazık!
Bakın, görün ve elinizi de vicdanınıza koyarak düşünün bakalım!
Nasıl bir bakışa ve inanışa sahip olacaksınız görelim.
Sevgi/saygı bizden.
Gülen yüzünüz solmasın İnşallah.