Öyle bir dönemlerden geçiyoruz ki..!
Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.
“Hırs öne geçince, akıl baştan gidermiş” der büyüklerimiz!
İşte böyle.
***
İskilipli Atıf Hoca:
Padişah Mehmet Vahdettin fermanı ve Şeyhülislâm fetvasıyla hareket eden, yurdumuzu işgal eden düşmanlara karşı M. Kemal Atatürk bağımsızlık savaşı ( ulusal kurtuluş savaşı) verirken…
İngiliz birlikleriyle iş birliği ederek bazı illerde isyan başlatan ama bu emperyalistlere karşı da parmağını bile oynatmadan kayda geçen ve akabinde İstiklâl mahkemeleri tarafından da idam edilen bu kişinin, ölüm yıldönümünde bazı resmi kurumlar tarafından huşu ile anılması oldukça dikkat çekici olmuştur!
Tahmin ediyorum ki hem de tarihinde ilk defa.
Hani; “ keşke Yunan kazansaydı” diyenler gibi!
Bunun da nedeni var.
Mefta’nın arkasından konuşulmaz denir af ola ama bu konuda bilgi edinmek için lütfen ( İşgal kuvvetleri komutanı, aynı zamanda da İstanbul valisi olan İngiliz General Ç. Harington’un anıları ve Yüzbaşı Selahattin’in romanı ile Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler) adlı kitabını lütfen okumanızı öneririm.
Tek soru?
Ülkemizi istilaya kalkan bu yedi düvel; 250 bin şehit ve kayıp verdiğimiz, tarihe geçen şanlı “Çanakkale Savaşlarını” kazanamadıkları halde İstanbul’a giremezlerken, bunlar nasıl oldu da İstanbul’a girip de ülkemizi istilaya kalkıştılar?
İstanbul’a nasıl geldiler ve Padişah Mehmet Vahdettin 640 yıllık bir şanlı imparatorluğun başında iken, neden ülkeden kaçtı?
Bunun bilinmesinde yarar görüyorum.
***
KÖYLÜ:
Dün sabah haberlerinde siyasi bir yetkili medya önünde sohbet ederken; “ Köylünün elinde Iphone telefonu bile var, hem de 4-5 bin liralık!
24 taksitle aldıkları bu telefonda internetleri bile var!”
Şeklinde yorum yaparken inanın içim yandı.
Büyük sıkıntılar çeken köylümüzü böyle bir bakışla görmeleri, sanki hiç sıkıntıları yokmuş gibi de, bu tür örneklerle ifade etmeleri hiç de hoş değil.
Yazık!
Takdir sizlerin ama…
Şu unutulmasın ki; M. Kemal Atatürk’ün dediği gibi “ Köylü bu milletin efendisidir”!
Köylü varsa ekmek var..!
Ama yoksa hayat bile yok bilesiniz.
“ Karnı tok olan, açın halinden anlamaz” dedikleri gibi!
***
A. AJANSI:
Ne iştir ki..?
Şu menfur pandemi nedeniyle kendi ülkemizde var olup sıkıntı çeken emeklinin, işsizin, esnafın ve daha nicelerin dertleri/sorunları ele alınması gerekip, onlarla röportajlar yapılıp feryatlarını dile getirmek gerekirken…
Ne işin var senin 8 bin küsür kilometre ötede bulunan ta Japon halkıyla pandemi röportajları yapmak için oralara kadar gitmeye?
Dertli, sıkıntılı senin burnunun dibinde be kardeşim!
Aşkolsun Anadolu Ajansı!
***
M. İNCE:
Bu günlerde siyasi zemine yeni bir halka daha katıldı!
Hem de ne halka?
Bütün gözlerin açılmasına neden olan, hatta şaşı baktıran bir halka!
Sanki gökten zembille inmiş gibi!
Sanki” bulunmaz Hint kumaşıymış gibi”!
Yazık!
Bununla ilgili kiii…
Bu kişiye yıllarca sıcak bakan ve destekleyen biri olarak, bu konudaki yazımı biraz daha detaylı olarak hafta içinde sizlere sunacağım.
“Bela geliyorum demez”!
***
Bence bu konuların içindekilerin hepsi usulen de özür dilemiş olsa; bunların hepsinin de özrü kabahatinden büyüktür!
Büyüktür be kardeşim vallahi büyüktür.
Tam da Namık K. in padişaha el atıp da; “affedersiniz padişahım sizi kerimeniz zannetmiştim” diyerek özür dilediği gibi!
Takdir sizlerin.
Gülen yüz her zaman güzel olur!
Gülen yüzleriniz solmasın inşallah.
Sevgi/saygı bizden değerli okurlarımız.