CHP kurultaya giderken, Türkiye genelinde en son il kongresini Afyonkarahisar’da yapacak.
Allah/Allah!
Acep neden ki?
Ama seçim takvimi itibariyle de, neden Türkiye’nin en son il kongresi Afyonkarahisar’da yapılıyor diye de ne soran, ne irdeleyen, ne de buna yönelik yorum yapan var.
Hayret!
Nereye bakıyorlar?
İl başkanı adayı olarak çıkmış olan beş adet adaya!
Neden?
Çünkü acep kim kazanır, kim kazanırsa milletvekili atamasında; atamasında diyorum çünkü ön seçim yapılmayacak gibi bir bakış/duruş var.
Kimin elinden tutar veya onu destekler yahut da kendisi aday olur mu, yoksa ön seçim için direnip doğru olan bu sistemi yaşama sokabilir mi, gibi/gibi bir sürü alternatifler ortada dillendirilmektedir.
Sanki her kes de buna endekslenmiş ve adeta bu merkez yoklaması olayını da kabullenmiş gibi bakmaktadır.
Vay anasını!
Oysa bu böyle mi olmalıdır?
Tabii ki hayır!
Ama önce; “hep bana, rab bana” bakışının bir tarafa bırakılması gerekir ki oy’a dönük bir kaynaşma/bir hareket bir de bunun milletvekili çıkaracak kadar oyun alınması noktasında beklentilerin umutlarda olması sağlanmalıdır.
***
Bir de ön seçim olayı!
CHP’nin özgürlükçü bir parti olması ve de bu tür maddelerin de tüzüğünde yer alması…
İnsanların veya vekil adayı olacakların da umutla bunu beklemesi…
Hem seçme ve seçilme hakları açısından, hem de düşünce ve söylem özgürlüğü açısından olmazsa olmazlarından olduğu için tabii ki beklenilmektedir.
Kim ne derse desin; bu günlerde uygulanan öteleyici ve kötüleyici yapıya bir de böyle bir uygulama, böyle bir bakış/duruş eklenirse, bilin ki sonuç; “ne şehittir ne gazi” olayını da getirebilir!
Sayın vekilin uyguladığı politik tavırlarda; “ benden olanlar gelsin, benden olmayanlar uzak dursun” veya “ ille de ben” gibi bakışı, zaten 74 bin olan oyları 52 bin küsüre kadar düşürmüş, geriye bakılıp bu yanlış olaya nasıl bakılmasını gerekliliğini de aşikâr bir şekilde göstermiştir/göstermektedir de.
Bu düzelirse ürün alınır ama düzelmezse de “ el hükmi lillâh” diyebilirsiniz!
***
Bir önemli faktör de; özde birlik ve beraberlik adına yaratılmak istenen bu yapının; İstanbul ve İzmir Metropollerinde “ tek aday” zorlaması da, acaba kimlerin ekmeğine yağ sürecektir?
İktidar olabilme olasılığının yüksek olduğu böyle bir dönemde, CHP’ nin özgürlükçü tüzüğünün gemlerinin kasılması da yine nasıl bir sonuçlar getireceği de iyi düşünülmelidir.
***
Bu durumda diyelim ki ön seçim olmadı kiii olmayacak gibi bir bakış var!
O zaman ilçeler bazında aday olmak isteyen vekil adaylarına nasıl bir söylem veya nasıl bir sıralama yapılacak?
Onların özgürce aday olabilme haklarını elinden alan bu yöntem nasıl bir sonuç doğurabilecektir?
Adayların seçilme hakkı olmadığı halde, hazırlanacak olan liste de yalnızca isimlerinin bulunması onlar açısında neyi veya neleri ifade edecektir?
Ama bunları düşünen kim?
***
Aynı il merkezinde yaşanan, itici/yok edici ve politik zeminden soyutlayıcı politikaların hep birinci vekil adayı çıkılması için uğraşıldığı gibi.
Yani Kem.. mi, yoksa Rambo mu?
Önümüzdeki günlerde bunun kavgasını ve nasıl kazık atılır yapısını da dilerim izlemeyiz!
Ama yapılacak ve izlenecek olan bu senaryodan başkası da olmayacaktır diyebilirim.
Yoksa “ ne şehittir ne gazi”…
Nasıl olsa bu millet buna alışık!
Sevgi/saygı bizden.