Bu günkü yazıma bir fıkra ile başlamak istiyorum.
Tabi ki hepinizin de affına sığınarak.
Çünkü bazılarınız bu fıkraya hoş bakmayabilirler ama bu bir gerçek!
Lütfen okuyun.
***
Doğunun bir köyünde vatandaşın biri hemoroit hastalığına yakalanır.
Ağrısı/sancısı fazla olup bir de kanama başlayınca, onca uzun yolu yürüdükten sonra hastaneye gider.
Doktor muayene eder bakar ki hemoroiti azmış…
Bunu tedavi etmemiz gerekecek onun için de birkaç gün kalacaksın der.
Hasta mecburen buna uyar.
Derken tedavi süreci başlar; hasta poposuna sıcak/sıcak bir şeyler değince merak edip sorar!
Bu nedir böyle doktorum, sıcak/sıcak geliyor, deyince?
Doktor da; önce elektrik yani şua tedavisi yapıyoruz, bu olmazsa arkasından da ameliyat gerekli olacak, der.
Hasta bunu duyunca başlar gülmeye!
Doktor da merak edip sorar?
Ne gülüyorsun hemşerim, acayip bir şey mi var, der?
Gariban köylü; nasıl gülmeyeyim sayın doktorum?
Bu elektrik denilen meret şeyi biz köyde çok bekledik!
Köyümden önce popoma girmesine gülüyorum, der.
***
İşte böyle sevgili okurlar.
Ortaya salınan fısıltılara göre elektrik denilen bu unsura bir zam daha gelecekmiş!
Gülelim mi, ağlayalım mı, yoksa “elle gelen düğün bayram mı” diyelim.
Takdir sizlerin.
Peki zam kolik kim, bunu bir bileniniz var mı?
***
Köprüler, yollar şöyle dursun, şimdi sıra şehir hastanelerine gelmiş, vallahi öyle diyorlar!
Neymiş/neymiş, şehir hastanelerimiymiş?
Evet, şehir hastaneleri diyorlar!
Ne olmuş peki?
Ne olacak, yeni hastane diye bas/bas bağırıp reklamını yapıyorlar ama ekonomik anlamda da, anlaşma gereği yatak başına yardım yapıyorlarmış!
Aynı köprüler veya paralı yollar gibi!
Vay canına, desene zarar yok?
Yok, hem de hiç yok. Kazanç kontur garanti!
Bir yılda yatak başına 16 bin 42 tl kira, 14 bin 585 lira da hizmet bedeli ödeniyormuş!
Ankara Ünv. Doç. Dr. Yiğit Karahanoğulları böyle demiş!
Vallahi ben de inanamadım ama ne yaparsa devlet iyisini yapar derler ya hani?
İşte öyle zahir!
***
Her gün öpülüyoruz. Gün geçmiyor ki bir şeylere zam gelmesin.
Şimdi vatandaşın ağzında olan bu söylem imiş!
Bakalım yarınlarda nasıl bir söylenti çıkacak, hele bir bekleyelim de görelim bakalım.
Yoksa seçim falan mı?
Yok canım. Bu durumda seçim isteyen olur mu?
Şimdi suçlama zamanı!
Hani her seçim öncesi olduğu gibi!
Her şey gönlünüzce olsun.
Selâm/saygı bizden.