Siyasetçiler, at izi, it izi birbirine karıştı diyorlar!
İşte aynen öyle!
Neler var neler?
Dün ne diyordun, bu gün ne diyorsun?
Bunları anlamak mümkün değil.
Sanki rüzgar gülü gibi mübarekler, yel estikçe her tarafa dönüyorlar.
Oysa siyaset, erdemle, onurla, inançla ve ilkelerle olur.
Hak/hukuk ve adalet için yapılır.
Vatan için, millet için, ülkemizin bekası adına vardır.
Ama ya bizimkilerde?
Hak getire.
Aynı “gemisini yürüten kaptan” misali!
Dün dündür, bu gün de bugün!
Ne güzel değil mi?
Al sana istikrar.
Al sana başarı.
Yerseniz tabii.
***
Dün tanıdığım ve de ülkücü olduğunu iyi bildiğim arkadaşın biri elime bir gazete küp ürü verdi.
Baktım, gazeteden kesilmiş bir haberi yansıtıyordu.
Hayır olsun dedim?
Hayır, hayır dedi!
Ben bunu geçen sene bir gazeteden kestim. Böyle merakım vardır. Laf uçar ama belgeler asla.
Senden ricam, adımı boş ver ama içime sığdıramadığım bu olayı lütfen kamuoyu ile paylaşmanı istiyorum.
Çünkü bize, sözünün eri, mert ve vatansever insanlar gerekli.
Yamuk/yumuk sözler ve söylemlerde bulunanlardan hiçbir yere hayır gelmez.
Vatandaş okusun ve de ne yapacağını da bilsin.
Senden ricam bunu köşende yazmanı istiyorum dedi.
Hay/hay dedim ve bu gün de bu haberi sizlerle paylaşıyorum.
Yani elçilik görevimi yerine getiriyorum.
***
Haber şöyle:
Yıl 2016 yani bir yıl önce, Sayın Bahçeli konuşuyor; AKP hükümetinin Türkiye’yi meçhule sürüklediğini söyleyerek, “ Suriye kaynaklı kaos sürekli genişlemektedir. Milli güvenliğimiz aşırı risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Hükümet ise hazırlıksız, pasif ve edilgendir. AKP böylesi bir acziyet ve çaresizliğe düşmüştür”. Diye konuştu.
Suriye üzerinden AKP ye yüklenen Bahçeli, “ Davutoğlu, stratejik derinlikte boğulduğunu hiç anlamadı. Köyden indim şehre ve sahte kabadayı filmlerini izlemesini, ya da Kibar Feyzo‘daki Maho ağayı incelemesini öneriyorum” dedi. Bahçeli, kara operasyonu içinde, “meclisin onayı olmadan Türkiye’yi savaşa sokmak, kamuoyunu hazırlamak şuursuzluktur” dedi.
Haber bu.
Yorumu da sizlere ait!
***
Konya’da bir devlet kurumu, “sigara geleceğiniz için büyük risk oluşturur. “Sigarayla geleceğinize hayır deyin” kampanyasını ve ilanlarını alel acele iptal ettirmiş.
Acep niye iptal ettirmiş dersiniz?
Neden olacak İçinde “hayır” kelimesi biraz soğuk ve ürpertici geldiği için tabi.
Hele/hele şu sıralar.
Ama vatandaş yine de “hayır da hayır vardır “diyebilir!
Buna da saygı göstermek gerek.
Çünkü evet diyen de, hayır diyen de bu ülkenin insanları.
Sonuç ta bu bir adı üzerinde “referandum”!
Buna vatandaşı götüren de mevcut hükümet.
Öyle değil mi ama?