Ne demişler?
“Fazla soğuk karpuzu da, insanı da çatlatır” demişler!
Çünkü soğuk yapı, hem üşütür, hem dondurur, hem çatlatır, hem de insanları birbirinden öteye iter.
Soğuk yapıdan, bakıştan ve soğuk duruştan, ayrıca gülmeyen yüzden hiç kimse de hoşlanmaz, kimseye de yarar gelmez!
İticidir!
Öteleyicidir!
Boşuna söylenmiş sözler de değildir.
Çünkü bunu söyleyenlerde; bilgi vardı, birikim vardı, deneyim vardı…
Devlet/millet sevgisi vardı, adalet vardı, vicdan vardı, saçı bitmedik yetimin hakkının korunması yönünde de bir bakışı vardı…
Devletin pastasının da halk adına adaletli bir şekilde dağıtılması, dürüstlüğü, istemi ve inancı vardı!
Peki, bunu kimler söylemiş?
Kimler olacak?
Atalarımız, dedelerimiz, bilgelerimiz, ulemalarımız ve vatansever insanlarımız söylemiş!
Kime söylemişler?
Tabii ki halkımıza, devletimizi oluşturan; “ dini/dili/rengi ve kültürü ne olursa olsun, bu vatanın evlatlarına söylemişler!
Neden söylenmiş?
Neden olacak, bundan ders alınsın da bu tür hatalar/yanlışlıklar bir daha yapılıp, milletimiz/devletimiz zarar görmesin diye!
Vay be?
Ne bakış ama?
Hem de sımsıcak!
Ve de birleştirici!
***
Ya soğuk yapı?
Öyle nalet ve soğuk buzuldur ki kimlerin arasını açıp, kimleri birbirine sokmaz ki?
Bir eski günkü bakışlara/ düşüncelere, insan ve devlet sevgisine bakın…
Bir de bu günkü, birbirlerini suçlayan, öteleyen, devlet yönetenlerine bakın!
Yazık!
***
Ey benim insanlarımın inançlısından, çaresizlik içinde kalıp da, medet adına en son anda bile sana sığınılan güzel Tanrım:
Sen, devletimi ve milletimi koru.
Onlara devletimizin kuruluşundan itibaren yaşamış oldukları acıları, birbirlerinden duydukları kini/nefreti ve bu gibi sebeplerle yaşanan ötelemeyi/itilmeyi bir daha gösterme/ yaşatma!
Senin adaletinden başka da sığınacak yerimiz kalmadı!
Sen nasıl bilirsen öyle olsun!
Ama bu kullarının yüzünü güldür Yarabbi.
***
Sabah haberlerinde duyduklarımı/öğrendiklerimi/gördüklerimi sizlerle paylaşmak bile içimden gelmiyor!
Yazık!
Hem de çok yazık!
Var mı başka diyecek bir söz?
Var!
Ey benim asil milletim; gözünü aç ve aklını çalıştır!
Haklıyı/haksızı /adaleti gör ve ona göre yaşa!
Halkımızın görüp yaşadığı bu sıkıntıların bir daha yaşanmaması için bilgilen ve adaletin/doğrunun yanında ol!
Elini vicdanına koy, üç kuruşluk nemalarla yanlış yollara gitme!
İşte bakın sonunda, bu kadar soğuğa dayanamayan karpuzu bırak, insanlar bile çatlıyor!
Ağızlardan çıkanlara bak!
Birbirlerini ne şekillerde suçladıkları söylemlere, ithamlara bak!
Yazık ki ne yazık!
***
Ama bu yol senin yolun…
Bak/gör/ düşün/taşın ve bu yollardan birini seç ve yürü.
Ama…
Bilginle, birikiminle, vicdanınla ve adalete olan güvencinle gör, bil; hem halkın, hem de Tanrı’nın katında, onurunla başın dik bir şekilde yerin olsun.
Bakalım yakında daha neler çıkacak?
“Karpuz çatladı” ise içindekilerin hepsini birlikte göreceğiz!
***
Saygın ve sevgili okurlarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız:
Dünya ne kadar kötü ve ne kadar acımasız olsa da, sen o temiz yüreğinle, vicdani duygularınla yine de gülümse!
Gül veya tebessüm etki…
Bazı insanlarımız da sizden feyiz alsınlar.
İnsan gibi yaşamanın yollarını arasınlar!
Selam/saygı ve sevgi bizden!