“Her doğum sancılı olur” derler!
Bakalım öne sürülen başkanlık sistemi ile de beklenen bu doğum nasıl olacak?
Zor bir doğum gibi gözüküyor.
Ama yine de doğacak olursa, umarım beklenen çocuk da, barışı/ kardeşliği/birlikteliği ve hukuk düzenini, zor olsa da yanında getirir!
Çünkü uzlaşmanın/söylemlerin ve hoşgörünün olmadığı, ben yapacağım olacak cinsinden bir bakışın/direnişin halk nezdinde tedirginlik yarattığı kaçınılmaz bir gerçek.
Ama “söz konusu vatansa, gerisi teferruat” demiş atalarımız!
Takdir de tabii ki seçmenin!
***
Hele Tv kanallarına baktığınız zaman, her kanalın ayrı telden çaldığını, vatandaşa sunulan haberlerin veya yorumların birbirleriyle nasıl çeliştiklerini izlemekteyiz.
Hem de neredeyse 180 derece ters.
Vah ki vah!
Eee “hedefe varmak için papaz cüppesi bile giyerim” demesi kolay ama…
Vatandaş veya seçmen buna ne der sonra?
Biz Müslüman bir toplumuz, Papaz cüppesinin bizim sırtımızda ne işi var diye sormazlar mı?
Sorarlar tabii.
Ama sen söyleyene, değil söyletene bak!
İşte bu tür kanallar da bu yüzden varlar zaten.
Üzerlerine düşen görevi yapmaya çalışıyorlar.
Yerseniz tabii.
Ama insanlar da neye, nereye inanacağını bilemiyor işte.
***
Sonuç ne olur bilemem ama biraz fifti/fifti gibi gözüküyor!
Bu konuda taraflar vatandaşı yönlendirmek, bilgilendirmek için çırpınıp, nefes tüketirken…
Birileri de çıkmış ortaya öyle bir soru atıyor ki!
Sorma gitsin.
“Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı, kim öğretti sana böyle şiir yazmayı” babından!
Bunca sorun, bunca sıkıntı, bunca bela varken ortaya atılan soruya bakın!
“Dünya’ya uzaylılar gelirse ne olur muş”!!!
Soruya bakın soruya?
Ne olacak elinin körü olur be adam!
Hiç mi başka bir konu bulamadınız ki?
Senin şu anda uzaylılardan bir farkın mı var sanki?
Tek şey hariç!
O da uzay mekiğin yok.
Hele bir de o olsaydı, bak sen curcunaya.
Birincisi, uzayda karıştırmadık yer bırakmazdınız.
İkincisi, o zaman başımıza ne yağacağı hiç belli olmazdı!
İyi ki yok.
***
Bu arada sessizce ve sakince zamları da yiyorsunuz!
Emekliye, memura/ çalışana üç/beş!
Yediğiniz ve giydiğiniz ürünlere de on beş!
Aslında daha fazla.
Ne güzel dünya?
Ye Mehmet ye!
Eh, “her koyun kendi bacağından asılırmış” be dostum!
Ayrıca zamlar bir kenara, yediğiniz ürünler bile bilim insanları tarafından, insan sağlığı adına tartışır konuma gelmiş.
Hepsi de eciş/bücüş ürünler!
Eh, Türk kaşığı ile cavurun her türlü ürettiği, adına ürün denilen her şeyi de yer hale geldiniz!
Merakımdan soruyorum!
Gözünüz var mı gözünüz?
Kulağınız ve ağzınız?
Her hal var.
Ya aklınız?
Benden bu kadar!