Siyaset; mevcut Cumhuriyet rejimi ve onun getirisi olan yasalar içersinde, devlet yönetmeye karşın var olan bir sistem uygulamasıdır.
İyi yönetilirse, devlet ve millet olarak mutlu bir yaşam bulur, gelişir ve güzelleşir, dünya coğrafyası içersinde de onurlu yerini alırız.
Amma iyi yönetilmezse; devlet ve millet olarak yüzümüz gülmez, acılar/sancılar/ötelemeler /kırgınlıklar çok olur, mutlu bir yaşam bulamadığınız gibi, dünya coğrafyası içersinde de, itibarınız az olur.
Hele/hele bir de saçı bitmedik yetimin hakkına el uzanıyorsa…
Hiçbir şey olmaz ve oradan da hiçbir hayır gelmez!
O nedenle; takım tutar gibi değil, akıl ve mantıkla, ayrıca vatan/millet sevgisini yaşatmak adına düşünülerek, ülkemizin bekası, insanlarımızın mutluluğu yararına yönelik bir bilinçle yapılmalıdır.
Takdir sizlerindir değerli okurlarımız ve seçmenlerimiz.
***
Şimdi kısa bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum, tabii ki affınıza sığınarak.
Çünkü aylar ve yıllar, sağlıklı olana öyle bir hızla geçiyor ki…
Bir bakmışsınız saçlarınız ap/ak oluvermiş!
İşte bu nedenle birazcık anılardan bahsedelim dedik.
***
İhsan VURKAN:
Bu arkadaşımız akademi mezunu olup kendi yöresinde yani, Sandıklı Sorkun beldesinde 1999/2004- 2004/ 2009 yıllarında, SHP ve CHP’ de yöresinde başarılı bir belediye başkanlığı yapan arkadaşımızdır.
Ayrıca, bir dönem evvel de, CHP Ankara il yöneticiliği yapan kişidir.
Yolu sağlıklı bir şekilde açık olsun.
Geçenlerde gazetemizi ziyaret ederek bizleri de onurlandıran ve unutmayan bir dostumuzdur.
Ben de, tarih sayfalarında adı anılsın/yaşatılsın düşüncesiyle böyle bir yazıyı uygun buldum.
İnsanlar hep öldükten sonra değil, biraz da sağlığında onure edilmelidir ki adalet/hakka niyet yerini bulsun diye.
***
Yine üç dönem evvelki, yani 6 sene önceki CHP kurultayına giden ve yüzleri hep gülen kurultay delegesi arkadaşlarımın görüntülü bir anısını da affınıza sığınarak paylaşmak istedim.
Çünkü artık belirli bir yaşa geldik.
Yarınlarda, bakılarak ve okunarak bir anı bırakmak istedim.
Hani derler ya?
“Gençler hayalle, ihtiyarlar anılarıyla yaşarmış” diye…
İşte bu nedenledir.
Gazetemizin unutulmaz bir anısı olsun diye.
Biraz özel gibi olsa da lütfen affedin, değerli okurlarımız.
***
DOĞANIN SİTEMİ!
Ne diyor doğa?
“Ben ki; kışın karıyla/buzuyla- yazın çöl sıcağıyla aklen sizleri bir yorgan gibi koruyan varlığım…
Deniziyle, gölleriyle, akarsularıyla, pınarlarıyla ve içindeki yaşam verileriyle sizlerin yaşamına katkı sunan bir olguyum…
Ormanlarıyla, çayırlarıyla, ekili alanlarıyla sizler için var olan bir Tanrı vergisiyim!
İnsanlar ve içindeki canlı yaşam hayat bulsun diye dünyada çırpınan bir şekilde evren varlık olsun diye emek veren bir yaratılanım!
Amma, siz insanoğlu; beni öyle hale getirdiniz ki…
Ne orman, ne deniz, ne akarlar, ne pınarlar ne göller, ne de atmosfer bıraktınız!
Ne birlik, ne sevgi, ne de güzel bir yaşam bıraktınız?
Ben üzerime düşeni yaptım ama…
Sizleri de Allah’a havale ediyorum!
Bilin ki ben ölmek üzereyim!
Bu nedenle, yine de sizler için üzerime düşeni sonuna kadar yapmaya çalışacağım.
Amma bana da lütfen sizler sahip çıkın” diyor!
***
Gülen yüzleriniz inşallah solmasın.
Sevgi/saygı bizden değerli okurlarımız.