Tabii ki hep birlikte ulus’cak büyümek/ kalkınmak ve kardeşçe birlikte yaşamak, başka türlü bir düşüncemiz asla olamaz.
Çünkü biz Türk Milletiyiz, bir Türk ulusuyuz!
İşte şimdi yine seçim zamanı!
Dilin kemiği ve söylenen üfürük sözlerin de şimdi hiç de dayanağı yoktur!
İsterseniz takip edip görün.
Çünkü çevir çevirebildiğin kadarıyla, gazla gazlayabildiğin kadarıyla, salla gitsin meydan senin be aslanım gibi!
Amaç ne?
Ne olacak tabii ki oy almak.
Dün söylediğini yarın daha başka şekilde bir kez daha söyle!
Yat/yat söyle, kalk/kalk yine söyle.
Aynen bu ana kadar izlediklerimiz gibi!
Çünkü bu millet bunu yiyor!
Yiyor be kardeşim.
O zaman gazla gitsin!
Bir oy olsa da, sakın peşini bırakmayın?
Allah, kitap söylemini de sakın dilinizden düşürmeyin?
Bunları öyle kullanın ki namuslu olan her kes; “ bu doğru söylüyor, hem de Allah’dan ve Kur’andan bahsediyor” diye sana koşulsuz inansın!
Ondan sonra da oynat atını!
Ne güzel değil mi?
Yazıklar olsun, ne hallere düştük desem yeridir.
Oysa siyaset böyle mi olmalı be kardeşim?
Böyle mi olmalıyız?
Pes doğrusu.
***
Ne yaparsanız yapın, vicdan diye bir şey vardır.
Ne derseniz deyin, arlanma/utanma diye bir etik değer vardır.
Günah diye, ayıp diye bir şey vardır.
Ne yüzlermiş be kardeşim, alimallah kızarmaz olmuşlar!
Ne adına?
Rejim, sistem ve biraz da çıkar adına!
Yazık/yazık!
Sen sonumuzu hayır eyle Tanrım!
***
Bu duygular/bakışlar ve söylemler içersinde yine seçimlere doğru gidiyoruz işte.
Her türlü Makyevelist yapı ve her türlü mubah söylemler de geçerli olmak üzere!
Kim bilecek, kim anlayacak da ona göre bir tercih yapacak ki?
İşin enteresan tarafı; aklı başında, kendini bilen inançlı insanlar bile, erk adına, çıkar/beklenti adına yamulmuşlar!
Bilmem başka söyleyecek bir şey var mı?
Bir kez daha yazık!
***
Şimdi yöremizle ve uygulanan siyasetiyle ilgili biraz eleştiri yapmak istiyorum.
Saygımı ve çizgimi bozmadan!
Ama gerçeklere ve mesnetlere dayanarak!
Daha önce de buna biraz değinmiştim hani.
Bazıları bana kızabilir, bazıları da alkış tutabilir.
Ama inanın, ben siyasetin bir tarafı olmama rağmen, yapacağım bu eleştiriler, hiçbir partiye veri sağlamayacağı gibi yalnızca gerçeklerle ilgili olacaktır!
Çünkü memleketimizi ve insanlarımızı seviyoruz.
Bu memleket bizim, hepimizin!
Onların/hepimizin yüzlerinin gülmesi bizler için onurdur, en büyük mutluluktur.
Bunu benim gibi düşünmeseniz bile, mantığınızla/vicdanınızla değerlendirip yine de bana hak vereceksinizdir umarım.
Çünkü insanlarımızın kandırılmalarına veya yanıltılmalarına gönlümüz artık razı olmuyor.
Çünkü öyle mantıksız, öyle haksız ve hukuksuz uygulamalar görüyor/duyuyor ve yaşıyoruz ki hayret ki hayret!
Tek isteğimiz, dürüstlük, doğruluk, hak/hukuk ve ilkeliliktir.
Bunun ötesi olmaz!
***
Şimdi ilimizin 15 yıllık siyasetine ve getirisine şöyle bir göz atalım bakalım.
Ne söylenmiş, ne sözler verilmiş ve neler yapılmış?
İl ve insanları olarak nerelerdeyiz?
Şu unutulmamalıdır ki; ilimiz ve insanı adına bir çivi dahi çakılsa, hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun hepimizin tebrikini ve alkışını alır.
Bunu tersine yadsımamız mümkün değildir.
Şimdi ne yapılmıştır, ne yapılmamıştır, şöyle ona doğru bir bakalım?
***
Öyle yatırımlar, öyle güzellikler yapıldı ve hala yapılıyor, daha da yapılacak diye gazlasalar da, şunu gözden kaçırmamamız gerekir.
Yatırım yapılan, büyüyen ve gelişen bir kentin insanlarının işsizlik nedeniyle göç’ü olur mu?
Olmaz.
Olmaz ama oldu işte.
Bu nedenle nüfusu; 810 binlerden 700 binlere kadar düşüp vekil sayısı 7’den 5’e, belediye sayısı 108’den 58’e düşüverdi!
Bu il, dedikleri gibi kalkınmış olsa; Ege bölgesinin en güzel coğrafyasında bulunmasına karşın, (kara yolu-demir yolu- hava yolu) veya mermeri, termal turizmi, eti/sucuğu/kaymağı/haşhaşı olmasına karşın, ege bölgesi gibi bir yerde kalkınmamış iller kategorisine alınır mı?
Alındığına göre demek ki bir mazereti var.
Şehircilik bazında ve siyasi literatürde, kalkınmadık il olarak, “KÖY” kapsamında, yatırım yapılsın diye süresi defalarca uzatılır mı?
Uzatılmaz.
Ama uzatıldı, hem de kerelerce!
Uzatılmasına rağmen; ne yapılmıştır da halen daha bu güzel il kalkınmadık iller arasında kalmıştır?
Afyon; kalkınmadık bir il değil midir?
Bunun neresini, neresine saplayıp da gerçekleri gizleyebileceksiniz ki?
Yazık değil mi bu memlekete ve insanlarına?
Bu insanları nasıl bir gözle görüyorsunuz da, hal böyle iken, halen daha şöyle yapacağız, böyle yapacağız diye bu millete gazlama çekiyorsunuz?
Yazık değil mi?
Günah değil mi?
Bu vaatler daha altı ay önce İzmir Metropol’ünde veriliyordu, aynı duygularla gazlama çekiliyordu, verilen sözler ve vaatler bu kadar kısa bir zamanda yerine mi geldi de, yine Afyon’a dönüp aynı üfürükler söylenmeye başladı?
Bir de bunu söyleyenler; ilimizin fert başına olan milli gelirine baksınlar bakalım, üzülecekler mi, yoksa sevinecekler mi?
Ama umurlarında değil ki?
***
Ne yapıldı, ne yapılmadı dersek aha işte hepsi burada!
Toki evleri yapıldı!
Çok güzel.
Sulama göletçikleri bir hayli yapıldı!
Çok/çok güzel!
Keklik ve sülünler yetiştirilip doğaya salındı!
O da çok güzel!
Çamlar dikildi, ormanlara yol verildi!
Şahane!
Yollar yapıldı.
Hele Şuhut yolu yapıldı yapılacak derken, %70 tamamlama olmadığı için şimdi beklemede!
Neyi bekliyor?
Neyi bekleyecek, tabii ki ödeneği.
Hepsine teşekkür ederiz ve alkışlarız. Allah razı olsun.
Ama ya üretime/ihracata ve istihdama yönelik bir şey yapıldı mı?
Ya devletin pastasından ilimize yönelik proje anlamında, bu yönde paylar ayrıldı mı?
Ben görmedim ve de bilmiyorum.
Göreniniz var mı?
Sayın eski Bakanımız sizlerle yapılacaklar konusunda “daha işimiz bitmedi” derken, bütün alkışları ve teşekkürleri de, dikkat ederseniz hep Eskişehir’den, Kütahya’dan ve Uşak’tan aldı!
Neden?
Neden olacak gören göz kılavuz ister mi?
Bir yeni oto yolu ve hızlı tren yolu projesini bekliyoruz ama hala ufukta görünen bir çalışma yok.
Hava alanı nereye gitti??
Var mı ilimize uğrayan/ayrılan bir pay, bir projeli yatırım?
Şimdiye dek bu saydıklarımız dışında?
Yok!
Alkışlayın bayanlar/baylar!
Yaşasın adalet!
***
Daha çok ama fazla lafa da gerek yok.
Ama son olarak kulaklarımda çınlayan bir ses var!
Eber –Akşehir gölü, destekleme projesi!
Hemen bir yıl içersinde geçecek.
Öyle diyorlardı siyasi büyüklerimiz.
Yıllar geçti ama o proje geçmedi.
Ama oralarda yaşayan insanlarımızın imdadına da, Allah baba yetişti.
“Göl kenarlarında yaşayan kullarım; kurutmadığım, yeşerttiğim gölün nimetleri olan, balığından, sazından, kındırasından, kamışından para kazansınlar da, namerde muhtaç olmadan insan gibi yaşasınlar diye!
Yeniden, yerlerinden yurtlarından olup göç etmesinler diye!
İşte böyle sevgili okurlar.
Söylersen suç…
Yazarsan kabahat oluyor ama gerçekleri yansıtmaya yine de devam.
Dilimizin döndüğü kadarıyla!
Çünkü her şey; ülkemiz, ilimiz ve insanlarımız için.
Yine de hem eleştireceğiz, hem de gülümseyeceğiz, değil mi?
Çünkü bu vatan bizim, hepimizin.