Yıl: Mart 2018 bakın ne demişiz!
Bu feryat; fasulye, nohut, mercimek, pirinç’in ithali ve fiyatı hakkındaki köylü/emekçi bir bayanımızın feryadıdır desem her halde bana inanırsınız.
Ne diyor bu vatandaşımız?
Önce aboovv çekiyor ve sonra da sıralıyor!
“Ne günlere kaldık Yarabbi?
Sen bize akıl/fikir/vicdan/ bilinç ve Allah korkusu ver!
Eskiden garibanın yiyeceği denilen, sofrasından eksik olmayan bir fasulyeli pilavı vardı, onu da birileri para kazansın diye ellerimizden aldılar!
Bu fiyata onları yemek ne mümkün?
Daha ne olsun ki?
Yazıklar olsun.
Hepsini de hemen/hemen ülkemizin her alanında ekip yetiştiriyorduk, hem de kaliteli bir şekilde.
Dışarıya bile satıp para kazanıyorduk!
Ne oldu da bunları dışarıdan para verip alır duruma geldik hayret doğrusu?
Kimin başına taş düştü de işler bu duruma geldi, deyin bakalım?
Deyin, anlatın da bizler de bilelim?
Satın alınması bir taraftan, zamlı fiyatı bir taraftan!
Fiyatları da hani öyle hafife alınacak gibi de değil ha mübareklerin?
Bir apaz’ı18 ile 20 lira arası değişip duruyor!
Bir kez daha yazıklar olsun!
Ye Mehmet’im ye ama gözünü aç da ye”, diyordu!
***
Bazı kişilerden tenkit aldım!
Ne imiş efendim?
Bazı yanlış olan olayları dikkate alıp, ilgilenip kamuoyu ile paylaşmıyormuşuz!
Görecekmişiz, yazacakmışız ve halk da bilecekmiş.
Eyvallah!
Hele biri diyordu ki; “ bak arkadaş bunu yazmazsan ve bu konuyu hem yazdıranla hem de kamuoyu ile paylaşmazsan sana da yazıklar olsun” diyordu.
Vatansever insanlar, mert insanlar bunu yaparlar!
Çünkü bu konu öyle hafife alınacak bir olay da değildir.
Burası Afyonkarahisar, İstiklâl Savaşının başladığı/ kazanıldığı ve de Cumhuriyetin temellerinin atıldığı yerdir!
Bakmayın siz laf olsun diye bir şeyler söyleyenlere.
Nasıl bununla, yani Kocatepe’mizle bir Türk ulusu olarak gurur duyuyorsak, dünyaya nam salan, 250 bin şehit ve kayıp verdiğimiz yer ile de gurur duyuyoruz!
O, bilbordlarda yazıldığı veya yazdırıldığı gibi onun adı “18 Mart şehitleri” değil, “18 Mart Çanakkale şehitleridir”!
“Çanakkale geçilmez” diye dünya’ya da nam salmıştır!
Bunun adı da budur!
Lütfen bunu yazdıran yetkililere de halkın bir tepkisi olarak da iletin”, diyordu.
Vatandaş her zaman haklıdır, ne diyelim.
“Bıçak kınını kesmez”!
Biz de bu vesileyle, elçilik görevini böylece yerine getirmiş olduk.
Umarım bir dahaki sefere kadar düzelir.
Bir dahaki sefer olursa tabii!
***
YA BUNU DUIYDUNUZ MU?
İnanın bu yaşa geldim, vallahi ben bunu duymamıştım!
Ta ki bir gazetecinin bunu açıklama yapmasına kadar.
Devletten emekli olup da, “Hak’kın” rahmetine kavuşanlar için, devlet ölüm yardımı yapıyormuş!
Hem de ne yardım?
Vatandaş cenazesini layık olduğu şekilde kaldırsın diye.
Altını çizerek söylüyorum, yani “hak ettiği” şekilde!
Bu zaten yapılan yardımlardan da belli oluyor.
Bu yardım ne kadarmış derseniz, bakın görün de ibret alın emi?
İşte ülkemizdeki pastanın payı da maalesef böyle paylaştırılıyor!
Milletvekili : 12. bin lira.
Eski vekil : 6.bin lira
Emekli Mem. : 1200 lira
SSK emeklisi : 550 lira.
İşte böyle.
Yıl şimdi ise 2020, değişen bir şey var mı?
Hemen aklıma “Karakuşili Kadı’nın” fıkrası geldi!
Hay adaletinizle bin yaşayın emi!
***
Sevgi/saygı bizden sevgili okurlarımız.