Çocuklarımızı ve Geleceğimizi İnşa Etmek
Sevgi, Rabbimizin biz kullarına bahşettiği en güzel duygulardan birisidir. Karşılıksız bir duygudur ve fedakârlık gerekir. Seven sevdiğini / sevdiklerini korur. Bir insan anne-babasını, evli ise eşini ve çocukları sever. Dostlarını sever. Ama ölçüsü vardır: Allah için sever. Sevgi fedakârlık gerektirir. Seven kişi tahammül eder. Hani güzel bir atasözümüz vardır: gülü seven dikenini katlanır. Sevgi, bir duruştur, haldir. Ve kişi bunu davranışları ile gösterir.
Sevgi fakiri olmak bir bahtsızlıktır. Kendi çocuklarını kucağını alıp sevmediğini bahseden sahabeye Efendimizin :“Allah, senin kalbinden merhameti çekip almışsa ben senin için ne yapabilirim ki!” buyurması ne kadar manidar değil mi? Son zamanda dost meclislerinde şu dertlenmeyi paylaşırız: Sevgi fakiri olduk, artık her geçen gün toplumda, ailede, evliliklerde ve dostluklarda iletişim ve sevgi temelli bozulmalara şahit olmaktayız.
Akademik bilgisi iyi olsun diye takip ettiğimiz çocuklarımızın gönüllerini eğitmeyi ihmal edersek; kendisine, ailesine ve insanlığa birçok olumsuz davranış olarak geri döndüğünü her geçen gün ekranlardan izliyoruz. Sevgi dili ve ikliminden mahrum büyütülen çocukların açtığı yaralar, sadece yetiştikleri aileyi etkilemiyor; dokunduğu her yeri yakıp yıkabiliyor. Bulunduğu ortamlarda oluşturduğu olumsuz hava arkadaşlarını ve etrafını olumsuz etkiliyor.
Dünyada açlıktan ölenlerin varlığı hepimizi rahatsız eder ama sevgisizlikten ruhları ölenler, kendilerinden topluma bir zarar gelene kadar pek dikkatimizi çekmez. Hâlbuki insanlık dünyasında, manevi yangınlarda ilk kurtarılacak değerler gönüllerdir. Çocuklarımızın neredeyse her istediğini yaptık, evlerde odalarını ayırdık. Ama sevgi dili ile gönüllerinde yeterince yer alamayınca gönüllerinin de bizlerden ayrılacağını hesap edemedik. Güçlü aile yapısının temel taşı, hiç kuşku yok ki sevgidir.
Sevgi; verdikçe artan, karşılığında hiçbir ücret ödenmeyen, Allah’ın bizlere lütfettiği bir nimettir. Sevginin eğitici gücünden faydalanmamız gerekir. Burada çocuğun, karnının doyurulması kadar, kalbinin beslenmesine de gereksinim duyduğu ortaya çıkıyor. “Benim sevilmeye ihtiyacım var” düşüncesi insanın bir nevi ruhsal açlığını gösteriyor. Bu noktada bir çocuk, ailesi tarafından her şartta sevilmeyi hak ediyor. Çocuklarımızla kuracağımız sevgi dili iletişiminde, hiçbir koşula bağlamadan onların sadece ve sadece bizim evladımız olduklarından dolayı duyduğumuz memnuniyeti gösterme ve hissettirme önemli bir yere sahiptir. Hatta sevdiğimizi ifade etmek bile bu açıdan son derece önemlidir. Peygamber Efendimizin arkadaşlarından birisi bir arkadaşını çok sevdiğini söylemiş. Peygamberimizde Peki, sevdiğini ona bildirdin mi?” buyurdu. Adam: – Hayır, dedi. Hz. Peygamber: – “Ona bildir”, buyurdu. (Ebû Dâvûd, Edeb 113)
Güzel bir karne getirdiğinde ya da yüksek not aldığında sevildiğini düşünen çocuklar, gerçek sevgiyi hissedemeyeceklerdir. Buna sevginin ticarete dökülmüş hâli diyebiliriz. Bütün davranış bozukluklarının temeline indiğimizde genelde karşımıza çıkan durum, sevildiğini ve değerli olduğunu hissetmeyen çocukların varlığıdır. Bütün anne babalar şüphesiz çocuklarını çok severler fakat burada önemli olan, çocuğun, sevildiğini hissetmesidir.
Yine her çocuğun eşsiz ve biricik olduğu düşüncesiyle evlatlarımızı bir başkası ile kıyaslamamalıyız. Kıyas, bir kişiye özellikle çocuklarımıza yapılabilecek en büyük yanlışlardandır. Genelde anne babalar tarafından iyi niyetle ve çocukları olumlu bir davranışa motive etmek amacıyla yapılsa da çocukların öz değerlilik duygularının zedelenmesine neden olmaktadır.
Çocuklarımızla kuracağımız sevgi dili iletişimi için yapmamız gereken bir diğer şey ise onlarla geçireceğimiz nitelikli zamandır. Çocuğumuzla ilgi alanları üzerine zaman geçirmek ve yaşına uygun oyunlar oynamak ilginin ve sevginin en güzel ispatı olacaktır. Oyun çağı çocuğu için oyun, hava ve su kadar önemli bir gıdadır. Sevgi emek ister, emek için de zaman gerekir. Aile ortamlarını televizyon ve internete esir etmeyen ve ailenin sıcak havasını çocuklarına hissettirebilen anne babaları günümüzün en büyük kahramanları olarak görüyorum.
Çocuklarda stresin ve olumsuz durumun ifadesi genelde davranış dilidir. Çocuklarımızla kuracağımız sevgi dili iletişiminin diğer bir göstergesi ise onlara sarılmak, onları öpmek ve okşamak şeklinde gerçekleştirdiğimiz fiziksel temaslarımızdır. Kucaklanan ve öpülen çocuklar, uzun zaman fiziksel temastan mahrum bırakılmış çocuklara nazaran daha sağlıklı bir duygusal yaşam geliştirirler. Efendimizin hayatına baktığımızda da sevgi eksenli insan yetiştirme modelinin varlığı dikkatimizi çekiyor. O’nun çocuklarını öpmesi, kucaklaması, göğsünde uyutmuş olması ve yine yanına gelenlerle tokalaşıp karşıdaki kişi elini çekmedikçe kendisinin de onun elini bırakmamasında fiziksel temasın sevgi göstergesindeki önemini görüyoruz.
Sevgi dili ile iletişime geçerken dikkat etmemiz gereken bir diğer husus ise çocuklarımızı etkin bir şekilde dinlemektir. Sadece kulaklarımızla değil, bütün bedenimizle ilgiyi onlara vererek yapacağımız etkin dinlemeler çocuklarımıza kendilerini değerli hissettirecektir. Eğer müsait değilsek “Şu an müsait değilim, işimi bitirince seni dinleyeceğim.” demek, meşgulken dinliyormuş gibi yapmaktan çok daha etkili olacaktır. Çocuk, anne ve babası ile nasıl iletişim kuruyorsa diğer insanlarla da o şekilde iletişim kuracaktır.
Çocuklarımızın gönlüne ne ekiyorsak ileride onu biçeceğiz. Çocuklarımızla kuracağımız sevgi dili iletişimi sayesinde gönül ehli bir neslin yetişmesine katkı sağlamış olacağız. Sevgi merkezli eğitim ile çocuklarımıza, ileride hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar önce insan olmalarının çok daha önemli olduğunu hissettirerek akleden kalplerini aktif kılacağız. Gerektiğinde onlara olan sevgimizi ifade edelim. Her ne olursa olsun onların bizden bir parça olduğunu ve sevdiğini ifade etmelidir. Peygamber Efendimiz: “Din kardeşini seven kişi, ona sevdiğini bildirsin” (Ebû Dâvûd, Edeb 113) buyurmaktadır.
Sevgi, kalp toprağında yeşerecektir. Sevgi ile büyüyen çocuklar merhametli olacaktır. Merhametli çocuk hem kendisine hem de dünyaya iyilikler getirecektir. Gönül dünyamızı çoraklaştırmayalım, sevgi dilini hep yaşatalım ki dünyamız her daim yemyeşil yani huzurlu kalsın.
Hocam elinize sağlık. Allah rac-zı olsun. Sevgisiz orak insanlara bir mesaj olsun inşallah